
Nasıl başarıyorlar bunu ? İnsanlar kendilerinin ve çocuklarının hayatlarını felakete çeviren bu duruma nasıl düşebiliyorlar ? Nasıl oluyorda kendi varlıklarına düşman olarak yönlendirilebiliyorlar.
İşin sırrı psikolojik bir canlı olan insanı, var olan maddi manevi semboller etrafında sorgusuz bir bağla toplamakta yatıyor. Bu sembollere, farklı toplumsal gruplarla bir çatışma yaratılarak, fanatik bir bağlılığın oluşması sağlanıyor. Düşmanlık ve çekişme arttıkça bu sembollere körüne bağlılık daha da güçleniyor. Tuğlaları nefretle örülmüş, yıkılması çok zor olan bir kale gibi.
Bu semboller bir futbol takımı, bir bayrak olabilir, bir din olabilir, vatan olabilir ama hiç bir zaman insan olmaz. Toplumlar bir birinden nefret eder, büyük bir ırkçılık neredeyse genlerimize işleyecek şekilde bize empoze edilir. Bundan sonrası kolaydır. Bu düşmanlıklar, korkular gerektiği zaman ortaya çıkarılarak insan toplulukları istenildiği gibi yönlendirilir. İnsan insanın, insan doğanın düşmanı olur böylece. Burada haklı olan yoktur sadece güçlü olan vardır.
Oysa insanın bu dünyadaki varoluşuna ne anlam yüklersek yükleyelim temel öğe yaşamını sürdürmek için gerekli kaynaklara ulaşmak, üremek ve kendini koruya bileceği güvenli bir yaşam alanı sağlamaktır. Temel amaç budur. Ne azı ne fazlası. Bu temel amacın gerçekleşmesi için insan zayıf fiziğiyle doğaya karşı ayakta kalabilmek için toplu halde yaşar. Geçmişteki sınıfsız toplumların, ilkel dediğimiz kabilelerin yaşam biçiminden bunu görürüz. Tüm eylemler bahsettiğimiz bu ana amaca hizmet etmek üzere yönlendirilir.
Ta ki üretim ilişkilerinin değişmesi ve teknik gelişmelerle beraber üretimin artması sonucu ortaya çıkan fazla ürünle beraber sınıflı toplumun ortaya çıkışına kadar. Artık çalışmadan tüketen bireyler ve bunların yaşadığı tatlı hayat vardır. Daha sonra ortaya çıkan bu durumun süreklileştirilmesi için bu fazla ürüne el koyan grubun, büyük toplum kitlelerini bir şekil ikna etmesi sürecidir. Yaşamak adına başkası için çalışmak. Kabul görmeyecek bu duruma toplumu ikna etmek için her türlü yöntemin kullanıldığını söylemeye gerek yok.
Farklı toplumsal grupların temel amaçlar yönünden bir biriyle dost kalması gerekirken daha fazla sömürülmek adına küçük azınlığın çıkarları doğrultusunda birbirlerine ırksal, dinsel vb. ayrımcılıklarla düşmanlık beslemesi bırakın insanın, en basit canlının bile yapmayacağı türden bir ahmaklık olarak karşımızda duruyor. Doğamızda olmayan ve tamamen aleyhimize olan bu durumun nedenlerinden biri olan ırkçılığın bu yüzden diğer ayrımcı yaklaşımlarla birlikte bir hastalık olarak tanımlanması gerekiyor.
Harika! Sorgulamaktan korktuğumuz gerçekleri göz önüne sermiş
YanıtlaSil