15 Haziran 2015 Pazartesi

Seçimde Gözlemci Olmak

Sonucunu merakla beklediğimiz 2015 milletvekilleri seçimlerini geride bıraktık. Seçim öncesi ülkemiz, halklarımız ve tüm ortadoğu coğrafyası için iyi bir sonucu umut edip, bunun için az çok bir emek harcadık. Sonucun hayırlı olup olmayacağını ileriki süreçte göreceğiz.     

Seçim günü maalesef demokratik bir ülkede olmaması gereken 'oylara sahip çıkma' endişesiyle sandık gözlemcisi olarak (müşahit) görev aldım. Daha önce de iki kez  görev alıp  işleyişi bilen biri olmama rağmen şu kamuoyundaki  oy hırsızlığı olabileceği korkusu nedeniyle bir gerginlik tüm gün üzerimdeydi. 

Sabah 6 da kalkıp evime yakın okulda diğer görevlilerle buluşup, görev kartımı aldım. Saat 7 de kapıların açılmasıyla hemen göz kulak olmam gereken sandığın bulunduğu sınıfa gittim. Sadece başkan ve kendisiyle birlikte görevli memuru vardı. Partilerin görevlendirdiği sandık kurulu üyeleri benden sonra geldi.  

Kurul oluşup yemin edildikten sonra, oy pusulaları ve zarflar mühürlenip sayıldı. Sayma işi pek kolay olmadı. Sayı tutturulana kadar 4-5 defa sayım yapıldı. Bana biraz beceriksiz geldiler ki 'işimiz var' diye kendi kendime söylendim. Çünkü hem görev dağılımında ve oy kullanma sırasında acemi, iş bilmez davranışlar sergilediler.  

Bu yüzden gözüm hep üzerilerinde oldu. Küçük sohbetlerle kimin hangi parti üyesi olduğunu anladıktan sonra en sabıkalı partinin temsilcisine özellikle dikkat ettim. Ki kendisi her ne kadar sıkıntı yaratacak biri gibi gözükmese de başkanın ve oyların etrafında en çok dolaşan, son ana kadar oy çuvalının peşinde koşturan kişiydi. Sanırım oyların güvenliğinden "endişe" ediyordu... 

Başkan genç bir erkek öğretmendi. Oldukça spor bir giyimle seçim ciddiyetinden biraz uzak görünse de şık spor ayakkabılarını oyları alıp kaçmak için giymediği belli oluyordu. Tarafsız ve siyasete uzak biri olarak gözüküyordu -ki bu beni rahatlatarak ileriki saatler için endişemi biraz azaltmıştı. Çünkü kuruldaki en önemli kişiydi. 

YSK tarafından başkanın yardımcısı olarak görevlendirilen tesettürlü, bayan imam hatip  öğretmeni maalesef kuruldaki  en acemi kişiydi.  Birazda olayın ciddiyetini kavramamış olacak ki fazla rahat davranışlarıyla bir kaç hataya imza attı. 

Daha çok çalışan iki büyük partinin üyeleriydi. Diğer iki küçük partililer ise zaman geçirmek ve sayım yapmak dışında pek varlık göstermediler.

Tüm uğraşıların ve emeğin karşılığının alınacağı, ülkenin kaderinin belirleneceği o sayım anı geldiğinde yüreğim heyecanla atıyordu. Başkanın açtığı her pusulayı dikkatle inceleyip her oyu dikkatlice  çizelgeye kayıt ettim. Sorunsuz bir şeklide sayım bittikten sonra mühürletip aldığım tuttanakla kendimi dışarı atmadım. Daha doğrusu atmak istedim. Ama bunun yerine kurul işini bitirip, oy çuvalıyla beraber ilçe seçim merkezine gitmek üzere araca binene kadar onlara eşlik ettim. Sonrasında yorgun bir şekilde yüzlerce oya sahip çıkabilmiş olmanın huzuruyla, seçim sonuçlarını takip etmek üzere televizyonun başında, ülkenin kaderinin grafiklerdeki yansımasını izledim.  














   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı seçeneklerdeki Anonim sekmesine tıklayarak kayıt olmadan yapabilirsiniz..