
Antoine de Saint-Exupery 1943 yılında bu kitabını yazarken arkasında aristokrat ama yoksul bir aile, askerlik, yazarlık, pilotluk ve düşen uçağından kurtulup çölde kaybolarak geçirdiği dört gün vardı. Bu çöl macerasının da etkili olduğu hikayesinde çok uzun olmayan yaşamından damıttıklarıyla Küçük Prens'in çocuk gözlerinden bakarak, alegorik bir anlatımla büyüklerin dünyasına, bu temelde de var olan sisteme eleştiri ve serzenişte bulunmuş.
Hikaye çölde uçağı arızalanmış bir pilotun burada kendine küçük prens diyen ve uzaydan geldiğini anladığı bir çocukla karşılaşmasıyla başlıyor. Aralarında cevaplar vermeye ve cevaplar bulmaya çalışılan bir diyalog oluşuyor. Büyüklerden şikayetçi olan ve onları anlamadığını ifade eden küçük prens şahsında küçüklerin büyük, büyüklerin küçük dünyasının ayırtına varıyoruz. Bu hikayede çocukların açık algılarının, dünyaları kucaklayabilecek büyük yüreklerinin sistem tarafından nasıl hayatı hem kendisine hem başkalarına çekilmez kılan özellikler ile yer değiştirildiğini fark ediyoruz.
Yazarın kendi çizimleriyle daha da etkileyici kılmayı başardığı, büyükleri ve onların yaşantısını anlamaya çalışan Küçük Prens'in bu hikayesi küçük kalmayı başarabilmek adına kütüphanenizde bulunması gereken bir eser.
Oda Yayınları
Çocuk Kitapları Dizisi
İstanbul, 2014
112 sayfa
Çeviri: Gökhan Rızaoğlu
Ne tesadüf, ben de uzun yıllar önce okumuş olduğum kitabı yeniden okumaya karar verdim. Eskisini bulamadığım için yeniden satın aldığım kitabı bu defa daha farklı anlayacağımı düşünüyorum. Paylaşım için teşekkürler...
YanıtlaSilbugün gidip satın alacağım,armağan etmek istediğim biri var.
YanıtlaSilKitabı satın almamıştım ama ebook olarak okumuştum. Kesinlikle bir çocuk kitabı değil. Çocukken okumuş olsaydım büyük bir ihtimal sevmezdim.
YanıtlaSil