Dünyadaki varlığımız için şükür etmemiz istenir; nefes alıp, iki lokma ekmek kursağımızdan geçtiği için şanslı olduğumuz düşünülür. Bizi doğurup bu dünyada nefes almamıza neden olan ebeveynlerimize ve onlarla birlikte, yarattıkları 'güzel' dünyada yaşamamız için gereken ortamı sağlayan tüm büyüklerimize, devletimize ve hepsinin üstünde Yüce Yaratan'a bu nedenden dolayı hürmet etmek boynumuzun borcudur.
Eğer sorunlu, sıkıntılı ve acı çektiğimiz bir yerden yeryüzüne gelmiş ve azda olsa rahat yüzü görmüşsek eğer, bu beklentilere ve borca denecek bir şey yok. Ama hepimiz biliyoruz ki böyle dört gözle bekleyerek bu dünyaya gelmedik. Olmadığımız bir yerdeydik ve ne acı çekiyorduk ne de dert sahibiydik... Her birey ve toplum payına düşen acıyı, problemi ve derdi bu dünyada yaşar. Dünyadaki nimetlerden alabildiğine yaralanan azınlığı bir kenara bırakırsak, şükür edilecek değil hesap sorulacak bir durumla karşı karşıyayız aslında... Ama madem buradayız, zamanın çoğunluğundan keyif almak, gerekirse söke söke alınması gereken bir haktır bizim için. Ve bu dünya herkese bu keyfi ve zevki sunabilecek kaynaklara sahiptir; iş ki eşitlik, adalet ve kardeşliğin egemenliğinde olsun her şey.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı seçeneklerdeki Anonim sekmesine tıklayarak kayıt olmadan yapabilirsiniz..