7 Kasım 2018 Çarşamba

Aynı soydan sık çiftleşme erken insan türünde iskelet anormaliliğine yol açmış olabilir.







İlk insanlar Afrika'dan çıkınca pek çok zorlukla karşı karşıya kalmış olmalı: buzlu bir iklim, kılıç dişli büyük kediler, ve, eski iskeletler üzerinde yapılan yeni araştırmalara göre alışılmadık şekilde yüksek sayıda, zayıflatıcı ve nispeten önemsiz doğum kusuru. Bu tür anormalliklerin neden bu kadar yaygın olduğu belli değil, ancak bilim insanları bunun nedeni olarak, büyük bir olasılıkla küçük avcı-toplayıcı gruplar içerisindeki yaygın akraba çiftleşmesini görüyorlar.

Pleistosen çağdan kalmış bir çok insan fosili (kabaca 2.5 milyon öncesiyle 11700 yıl öncesi arasında ) sıra dışı özelliklere sahiptir. Örneğin, anormal eğimli uyluk kemikleri Çin'den Çek cumhuriyetine kadar pek çok yerde bulunmuştur. İsrail'in Qafzeh mağarasında bulunan bir küçük çocuk kafatasındaki şişlik hidrosefali ile uyumluydu. Ve İtalya'daki Liguria'da bulunan bir erkek fosilinin sağ üst kol kemiği eğikken, sağ üst kol kemiği ise normaldi.

Bu anormalikler genelde bir sefere mahsus görüldü. Fakat Missouri'nin St. Louis kentindeki Washington Üniversitesi'nde bir paleoantropolog olan Erik Trinkaus bir örüntü fark etti: Bu iskelet deformasyonları fosil kayıtlarında kuşkulu bir şekilde yaygın gibi görünüyordu.

Yani Trinkaus matematik yaptı. Son 200.000 yıl öncesine dayanan iskelet anormallikleri olan 66 kişi üzerinde veri topladı. Genç yetişkinlerden gelen fosiller, Orta Doğu ve Avrasya'da dağılmış ve çeşitli farklı Homo türlerini temsil eden bölgelerde bulundu. Trinkaus, bu durumun modern insan topluluklarında ne kadar yaygın olduğunu araştırdı.

Antik anormalliklerin yaklaşık üçte ikisinin modern insanın % 1'inden daha azında meydana geldiğini buldu. Bu araştırmaların ardından bugün Ulusal Bilimler Akademisi bildirilerinde şöyle deniyor: İlk insanlar, birçok deformiteye yol açan bazı kültürel veya çevresel baskılarla karşı karşıya kaldılar.

Daha önce başka araştırmacılar tarafından ortaya atılan bir olasılık daha var: İskelet deformiteleri olan eski insanlar şamanlar olarak görülebilir ve bunların ihtimamlı gömülmeleri bedenlerinin daha sonra bulunmaları ihtimalini yükseltmiştir. Bir başka olasılık: Hamile kadınlar daha fazla iskelet bozukluğuna yol açacak şekilde yeterli ve doğru besin alamadı. Ancak Trinkaus, raşitizm gibi bazı iskeletsel bozuklukların tüm vücudu etkilediğini belirtirken, vücudun sadece bir tarafında deformiteler bulunan birçok iskeletin bulunduğunu söylemektedir. Ayrıca bir çok fosil üzerinde yaptığı analizlerde özel ayinlere dair bir kanıtın bulunmadığını söylüyor.

Bununla birlikte birkaç iskelet fosili bilinen genetik mutasyonlarla uyumlu anormallikler göstermiş ve en az bir yerden bir çok birey buradaki insanların farklı olduğunu düşündüren birkaç farklı durum sergilemiştir. Trinkaus, o sırada çoğu insan popülasyonunun küçük ve izole olduğunu düşünüyor. Bu koşullarda, akrabalığın yaygın zararlı genetik mutasyonlara yol açması oldukça muhtemel.

"Antik DNA analizine dayanan Pleistosen dönemdeki insanlar arasındaki düşük genetik çeşitliliğin kanıtı, bu hipotezi de desteklemektedir," diyor Yeni Zelanda'nın Dunedin şehrindeki Otago Üniversitesi'nde biyomarkeolog Hallie Buckley. “Öne sürülen tüm argümanlardan… bu en olası açıklama gibi görünüyor.”

Eski DNA üzerinde yapılacak ileri analizler bu bölgelerdeki akrabalar arası çiftleşmeyi doğrulayabilir ancak bu tür araştırmalar için örneklerin hazırlanması genelde onların yok edilmesi anlamına geliyor.

Buckley: "Eski DNA, geçmiş insan topluluklarıyla ilgili herhangi bir sorunun cevabı için sihirli bir mermi olarak giderek daha fazla görülmeye başlandı, ancak bu her zaman işe yaramayabilir.

Nedeni ne olursa olsun, deformitelerin çoğu insan bedeninde güçten düşürücü bir etkiye sahip olurdu. Trinkaus, bu kadar çok bireyin çocukluktan sağ kurtulduğu gerçeğinin, erken insanın birbirlerine sosyal destek ve tıbbi bilgi sunmasından kaynaklandığını ileri sürüyor. Örneğin, hidrosefali modern tedavi yöntemleri sayesinde nadiren ölümcül olmakla beraber tedavi edilmediğinde oldukça ölümcül bir hastalık. "Qafzeh'de hidrosefali hastalığına yakalanmış çocuklar yaklaşık 3-4 yaşlarına kadar yaşamış. Bu durumun 100.000 yıl önce yaşanmış olması oldukça şaşırtıcı."

İngilizce'den çeviri  
   Michael Price
   sciencemag



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı seçeneklerdeki Anonim sekmesine tıklayarak kayıt olmadan yapabilirsiniz..