Artık hangi yürek barışa inana bilir? Ya da hangi ağız haykırabilir "kardeşlik" diye?... Umut var mı hala? Söylenecek bir söz geleceğe dair kaldı mı kelime dağarcığınızda? Bilmiyorum.
Ölüme alıştırılmak isteniyoruz; bir kadermiş gibi kibre ve doyumsuzluğa feda edilmeye... Hayat adeta anlamsızlaştı. Artık sevmek ve sahip olmak istemiyoruz. Çocuklarımızın saçlarını okşamaktan, sarılıp koklamaktan korkuyoruz; alışmak istemiyoruz, çünkü zamansız ayrılığın korkusuna kapılmışız...
Ama bize dayatılan kaderi yaşamak zorunda değiliz. Ne kurbanlık
koyunlar gibi sıramızı beklemek, ne de korkup saklanmak
istiyoruz. Karanlığa inat, insanca bir yaşam için direnmekten
başka çaremizin olmadığı bir gerçek. Akıl ve vicdan sahibi
canlılar olarak elimizden kayıp giden yaşamlarımız,
insanlığımız, geleceğimiz ve en önemlisi de çocuklarımız
için eşitlik, kardeşlik ve barışta ısrarcı olmalıyız.
"Kan
Kardeşliği" değil "Yaşam Kardeşliği" umuduyla..
No comments:
Post a Comment
Yorumlarınızı seçeneklerdeki Anonim sekmesine tıklayarak kayıt olmadan yapabilirsiniz..