Ne var ki şuan dünyada ekonomik ve buna bağlı olarak emperyal gücün sahibi olan "batı medeniyeti" tüm uygarlıkların merkezinde olduğu yanılsamasını bilincimize işlemiş durumda. Literatürümüzde egemen olan yazılı ve sözlü edebiyatın büyük çoğunluğu bu batı kültürü içerisinden gelirken en az batı kadar zengin ve kadim kültürlere sahip coğrafyalardan uzak kalmış, yabancılaşmışız. Her ne kadar iletişim çağında olsak da bu eksikliğimiz devam etmekte.
Bizim açımızdan karanlıklarda kalmış bu coğrafyalardan zaman zaman varlıklarını bize hatırlatan edebi eserler ulaşmış. Yakın zamanda zevkle okuduğum nobel ödüllü kadın yazar Pearl S. Buck'ın 'Mübarek Toprak' adlı eseri buna güzel bir örnek olarak kendini gösteriyor. Bizden binlerce kilometre ötede bir batılının gözünde Çin halkının sosyal yaşamı ve bizim de yabancısı olmadığımız toprakla mücadelesini etkileyici bir dille anlatan pulitzer ödülü almış bir roman. Bu romanda toprağın insan üzerindeki önemi, onun için yapılan mücadelelerle birlikte gelenekselleşmiş erkek kadın ilişkilerinin sorgulanışını da görüyoruz. Belki de asıl önemli olan yoksul bir küçük toprak sahibinin kıtlığın sebep olduğu bir altüst oluş zamanında büyük toprak sahibine dönüşümünü ve bu sınıfsal değişimin bireyin insana, dünyaya ve yaşama bakışını nasıl değiştirdiğini çarpıcı bir biçimde anlatması.
Emeğin toprakla mücadelesi ve bu emek üzerinden asalak bir yaşam sürenlerin hikayesini bir de Çin toplumundan okumak isteyecekler için kaçırılmaması gereken bir kitap.
-------------------------
Roman
Vatan Kitap
İstabul, 2006
296 sayfa
No comments:
Post a Comment
Yorumlarınızı seçeneklerdeki Anonim sekmesine tıklayarak kayıt olmadan yapabilirsiniz..