tag:blogger.com,1999:blog-64570812823336903452024-03-06T02:03:16.181+02:00 Hayata dair...FİKİR, TARTIŞMA, KİTAP, EDEBİYAT, KADIN, BİLİM...
Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.comBlogger171125tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-70288783162815350192023-03-30T12:46:00.008+03:002023-03-30T12:47:50.749+03:00Bitget’ten Türkiye’ye Özel Süper Hediyeler<p><img alt="" height="349" src="http://media.boomads.com/images/offer/ins-20232303030451897.png" style="width: 100%;" width="672" /></p>
<p><strong>Bitget’ten Türkiye’ye Özel Süper Hediyeler</strong></p>
<p>Dünyanın lider kripto borsası Bitget, Türkiye kullanıcıları için Ramazan’a özel kampanyasını duyurdu. Hem yeni, hem de eski kullanıcılara yönelik olan bu kampanya ile Bitget, kullanıcılarına 75 bin dolar değerinde ödül havuzu, 1 adet Macbook Pro ve bir adet iPhone 14 hediye edecek.</p>
<p> </p>
<p><strong>Ramazan Hep Birlikte Paylaştıkça Güzel</strong></p>
<p>Bitget Türk kullanıcılarınu mutlu etmeye devam ediyor. Bitget’in geleneksellmiş Ramazan Hep Birlikte Paylaştıkça Güzel kampanyası bu sene de büyük hediyelerle tekrar ediyor.</p>
<p>Bitget’in Türkiye kullanıcıları için Ramazan’a özel kampanyasında hem yeni, hem de eski kullanıcılar büyük ödülleri kazanabiliyor. İşte ödül detayları.</p>
<p> </p>
<p><strong>75.000$ Değerinde Mega Ödül Havuzu</strong></p>
<p>Kampanya sayfasından kampanyaya katılarak görevleri yerine getiren kullanıcılar toplam 75 bin dolar değerindeki ödül havuzundan pay kazanma şansı elde edecekler.</p>
<p><strong>Macbook Pro</strong></p>
<p>Şanslı Kullanıcı Ödülü şartlarını tamamlayan şanslı Bitget kullanıcısı Macbook Pro kazanacak.</p>
<p><strong>iPhone 14</strong></p>
<p>Şanslı Kullanıcı Ödülü şartlarını tamamlayan şanslı Bitget kullanıcısı Macbook Pro kazanacak.</p>
<p>23 Mart’ta başlayan kampanyaya, 6 Nisan 2023’te sona erecek.</p>
<p>Kampanyata katılmak için <a href="https://bit.ly/3JYptqT" target="_blank">buraya</a> tıklayın.</p>
<p>Bitget’in Türkiye’deki tüm listeleme ve kampanyalarından haberdar olmak için Bitget Türkiye Topluluğuna <a href="https://t.me/bitgetturkiye" target="_blank">buraya</a> tıklayarak katılabilirsiniz.</p>
<p> </p>
<p><strong>Bitget Hakkında</strong></p>
<p>2018 yılında kurulan Bitget, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider ilk beş kripto para borsası arasındadır ve şu anda dünya çapında 100’den fazla ülkede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet vermektedir.</p>
<p>Borsa, kullanıcılara tek noktadan ve güvenli işlem çözümleri sağlamayı taahhüt ediyor ve Arjantinli efsanevi futbolcu Lionel Messi, İtalyan lider futbol takımı Juventus, PGL Major’ın resmi espor kripto partneri ve lider espor organizasyonu Team Spirit dahil olmak üzere güvenilir partnerle işbirlikleri yaparak kripto kullanımını artırmayı hedefliyor.</p>
<p><span style="font-size: 80%;">Bir <a href="http://www.boomads.com?client=2dde1d1e2c57496380fea21cf4e9b7ef&offerid=2033" rel="nofollow" target="_blank" title="boomads">boomads</a> advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">
boomads_offer_client = "2dde1d1e2c57496380fea21cf4e9b7ef";
boomads_offer_id ="2033";
</script>
<script src="http://counter.boomads.com/scripts/offer.js" type="text/javascript"></script></p>Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-16180314453671095602022-08-10T13:24:00.000+03:002022-08-10T13:24:54.072+03:00Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum - Serkan Karaismailoğlu<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguERpQqJ74HT16ZhCUiElZJmhPBUWVsuYoH4gwFNf8sIF9VPEFDrJMpUqw6usG6dnF9ezWraW10KlCvUfXWmL-GQ582jKT9Ji8ft94DyIhnGNw0BrkBi7X3WsRyEj-kCt5rfxif_mFZnV_Ws4H5AGiH5lw_Fl2TecmFr77d7Cie50b1YvCoiMV_GSaVQ/s400/0001710505001-1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="259" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguERpQqJ74HT16ZhCUiElZJmhPBUWVsuYoH4gwFNf8sIF9VPEFDrJMpUqw6usG6dnF9ezWraW10KlCvUfXWmL-GQ582jKT9Ji8ft94DyIhnGNw0BrkBi7X3WsRyEj-kCt5rfxif_mFZnV_Ws4H5AGiH5lw_Fl2TecmFr77d7Cie50b1YvCoiMV_GSaVQ/s320/0001710505001-1.jpg" width="207" /></a></div> <span style="font-size: medium;">İnsan kendi beyninde ne arar? Zeka, akıl, irade, özel güçler gibi şeyler herhalde. Sürekli baktığımız yerdir beyin. Başlıkta ismi geçen kitap ise bunun tam doğru olmadığını son araştırmalar ışığında anlatmaya çalışmış.</span><p></p><p><span style="font-size: medium;">Trilyonlarca hücreden oluşan bir insan bedeni içerisinde bu hücrelerden çok daha fazla bakteri yaşamakta. Bize faydası açısından iyi ve kötü olarak değerlendirilen bu pek çok farklı tür bakteri, çoğunlukla bağırsaklarımıza yer etmiş durumda. Ağız içinden başlayarak hayatımıza etki eden bir mikrobiyotaya sahibiz. </span></p><p><span style="font-size: medium;">Yazar pek çok başlıktan oluşan ve esprili çizimlerle süslü bu kitabında sıkmadan, mizahi ve basit bir anlatımla bu bakterilerin bize ettiklerini ve bizim onlara etiklerimizi kah şaşırtarak, kah tebessüm ettirerek anlatıyor.</span></p><div><br /></div><div><br /></div><table id="metadata_content_table" style="background-color: white; border-style: none; color: #333333; font-family: Arial, sans-serif; font-size: 13px; margin: 0px;"><tbody><tr class="metadata_row" style="padding: 0px;"><td class="metadata_value" style="padding: 0px 0px 0px 1em;"><span style="color: black;"><a class="primary" href="https://www.google.com.tr/search?hl=tr&tbo=p&tbm=bks&q=bibliogroup:%22Elma+Yay%C4%B1nevi%22&source=gbs_metadata_r&cad=2" style="color: #1155cc; text-decoration-line: none;"><i><span dir="ltr">Elma Yayınevi</span></i></a> </span><span style="color: #2b00fe;"> </span><br /><a class="primary" href="https://www.google.com.tr/search?hl=tr&tbo=p&tbm=bks&q=bibliogroup:%22Elma+Yay%C4%B1nevi:+Pop%C3%BCler+K%C3%BClt%C3%BCr-Bilim+Serisi%22&source=gbs_metadata_r&cad=2" style="color: #1155cc; text-decoration-line: none;"><i><span dir="ltr">Elma Yayınevi: Popüler Kültür-Bilim Serisi</span></i></a><br /><a class="primary" href="https://www.google.com.tr/search?hl=tr&tbo=p&tbm=bks&q=bibliogroup:%22Pop%C3%BCler+K%C3%BClt%C3%BCr-Bilim+serisi%22&source=gbs_metadata_r&cad=2" style="color: #1155cc; text-decoration-line: none;"><i><span dir="ltr">Popüler Kültür-Bilim serisi</span></i></a><br /><span style="color: #2b00fe; font-family: times;">2017</span></td></tr><tr class="metadata_row" style="padding: 0px;"><td class="metadata_label" style="color: black; vertical-align: top;"><br /></td><td class="metadata_value" style="color: black; padding: 0px 0px 0px 1em;"></td></tr></tbody></table><br /><ul style="background-color: white; box-sizing: border-box; color: #4a4a4a; font-family: Arial, sans-serif; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;"><li style="-webkit-font-smoothing: antialiased; box-sizing: border-box; line-height: 2.8rem; list-style: none; margin: 0px; padding: 0px;"><br /></li></ul><p> </p>Hayata Dairhttp://www.blogger.com/profile/14769697664585484909noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-74216490018250198502021-01-05T16:46:00.001+02:002021-01-05T16:50:02.944+02:00Neandertal Çocuk Gömüldü mü?<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKBebHUa3CMvYC4BX8FHSxAFBEJDmWAAM0PNpXDhHqPN4Tw7cHGFF9rx3Xh7K00saEYYcONYCum3k3G-85epgd9mD71Gk3yxM2gpiVrCXrm6boBfvHb9qSwGtBvIFO7r5CjK7VxUbfpTwh/" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="438" data-original-width="780" height="280" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKBebHUa3CMvYC4BX8FHSxAFBEJDmWAAM0PNpXDhHqPN4Tw7cHGFF9rx3Xh7K00saEYYcONYCum3k3G-85epgd9mD71Gk3yxM2gpiVrCXrm6boBfvHb9qSwGtBvIFO7r5CjK7VxUbfpTwh/w578-h280/image.png" width="578" /></a></div> <br /><span style="background-color: #fefefe; color: #262626; font-family: CNN, "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, Utkal, sans-serif; font-size: 1.2rem;">1970'lerde bir Fransız mağarasında bulunan 41.000 yıllık bir Neandertal çocuğunun iskeletinin yeni analizi, Taş Devri homininlerinin ölülerini kasten gömdüğüne dair yeni kanıtlar sağlıyor.</span><p></p><div class="zn-body__paragraph" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; background-color: #fefefe; box-sizing: border-box; color: #262626; font-family: CNN, "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, Utkal, sans-serif; font-size: 1.2rem; line-height: 1.66667; margin-bottom: 15px; margin-right: 0px;"><span style="box-sizing: border-box; vertical-align: inherit;">Fransız ve İspanyol araştırmacılar, modern yüksek teknoloji yöntemlerini kullanarak kalıntıları yeniden incelediler, kemiklerin güneybatı Fransa'daki La Ferrassie'de bulunduğu orijinal arkeolojik alanı yeniden kazdılar ve orijinal kazıdan defterleri ve saha günlüklerini gözden geçirdiler.</span></div><div class="zn-body__read-all" style="background-color: #fefefe; box-sizing: border-box; color: #262626; font-family: CNN, "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, Utkal, sans-serif; font-size: 15px;"><div class="zn-body__paragraph" style="-webkit-font-smoothing: antialiased; box-sizing: border-box; font-size: 1.2rem; line-height: 1.66667; margin-bottom: 15px; margin-right: 0px;"><span style="box-sizing: border-box; vertical-align: inherit;"><span style="box-sizing: border-box; vertical-align: inherit;">Sonuç? </span><span style="box-sizing: border-box; vertical-align: inherit;">2 yaşındaki </span></span><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;"></span><span style="box-sizing: border-box; vertical-align: inherit;"><span style="box-sizing: border-box; vertical-align: inherit;">Neandertal'in </span><span style="box-sizing: border-box; vertical-align: inherit;">cesedi </span></span><span style="box-sizing: border-box; font-weight: 700;"></span><span style="box-sizing: border-box; vertical-align: inherit;">, kasıtlı olarak tortunun içine kazılmış bir çukura atıldı.</span></div></div>Hayata Dairhttp://www.blogger.com/profile/14769697664585484909noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-82287471727887284762020-09-09T11:52:00.002+03:002021-01-05T16:47:39.993+02:00 Çocuğunuz süt sevmiyor mu? Sütü Sevdirecek harika bir tarifim var!<p> </p><p><img src="http://media.boomads.com/images/offer/sut1-20202007090009452.JPG" style="height: 429px; width: 600px;" /><br />
Dün bir arkadaşıma çaya davetliydim. Öğleden sonra olduğu için çocukları evdeydi. Ben de giderken onların sevebileceği lezzetli bir şeyler almak istedim. Ufak tefek atıştırmalık yiyeceklerin yanında marketten en sevdiğim markanın ambalajlı sütünü aldım. Süt, bizim evde çok tüketildiği için artık her alışverişlerimde sanırım hiç düşünmeden sepete ekliyorum.<span></span></p><a name='more'></a>Evlerine gittiğimde arkadaşım torbaları boşaltırken sütleri kendime aldığımı sanınca biraz şaşırdım. Meğer çocukları süt “sevmezmiş”. Benim düşünceme göre, çocuklar bir gıdayı, bir yiyeceği sevmediğinde bu gerçek fikir değil, bir etkilenme veya zorlanma sonucu oluyor. Yani çocuğu yemesi veya içmesi için zorlarsan o çocuk o gıdayı bir daha tüketmeyebiliyor. O yüzden çocukları serbest bırakmak, sıkmamak, o gıdayı farklı tarif ve formlarda denemelerini sağlayarak onlara sevdirmek lazım. Hele ki konu beslenme için olmazsa olmazlardan süt ise….<br />
<br />
Arkadaşımla sohbet ettiğimizde çekinerek ambalajlı sütleri pek kullanmak istemediğini söyledi. Nedenini sorduğumda ise besin değerinindüşük olduğunu duyduğunu ama bunu da araştırmadığını, tamamen kendi fikri olduğunu söyledi. Hızlıca bir google’layarak onunla birkaç araştırmayı paylaştım. Çıkan sonuçlar,onu şaşırttığı kadar beni de şaşırttı. Zira bilmediğim bir sürü şey öğrendim. Bu vesileyle arkadaşıma da teşekkür ederim yeni şeyler öğrenmemi sağladığı için. <br />
<img alt="" src="http://media.boomads.com/images/offer/sut2-20202007090029342.JPG" style="height: 668px; width: 600px;" /><br />
Araştırmam sonucunda edindiğim bilgileri kısaca sizinle de paylaşmak istedim. Süt özelikle 1-4 yaş döneminde zihinsel gelişime katkı sağlıyor. Çocukluk ve ergenlik döneminde güçlü kemik ve diş oluşumunu sağlıyor. Sonraki dönemlerde yani gebelik ve emzirme dönemlerinde bebeğin sağlıklı gelişimi için gerekli vitamin ve minerallerin vücuda alınmasına ve bebeğin kemik gelişimine yardımcı oluyor. <br />
<br />
Hamilelik dönemlerinde annelerin çoğunda yaşanan kemik ve diş problemlerinin oluşumunu önlüyor. Yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde ise yaşanması olası olan kemik problemlerinin önüne geçilmesinde etkili rol oynuyor. Vücudun ihtiyaç duyduğu protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini gibi birçok besin öğesini de içinde barındıran süt sağlıklı ve kaliteli yaşamın anahtarı diyebiliriz. Eğer siz de yaşamınızı daha kaliteli sürdürmek, olası sağlık problemlerinin önüne geçmek istiyorsanız her gün az 2 bardak süt ve 1 porsiyon süt ürünü tüketmenizi öneririm. Uzmanlar yetişkin ve yaşlıların da ortalama 2 bardak süt içmelerini öneriyorlar. Hal böyle olunca aslında sütün günlük beslenmemizde ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz.<p></p>
<p><img alt="" src="http://media.boomads.com/images/offer/sut3-20202007090126438.JPG" style="height: 678px; width: 560px;" /><br />
<br />
<strong>Ambalajlı Sütler Nasıl üretiliyor?</strong><br />
<br />
Ambalajlı sütler, ısıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği’ne uygun ısıl işlem geçirerek ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylanan tesislerde üretiliyor. <br />
<br />
Isıl işlem, dünya çapında tüm sütlere uygulanan bir yöntemmiş meğer. Bu işlemin amacı, sütün besleyiciliğinden ve içeriğindeki vitaminlerinden de herhangi bir kayba uğramadan, insanlarda ciddi hastalık riski oluşturabilecek etkenlerin tamamen uzaklaştırılmasıymış. mış.<br />
Bu arada aranızda çiğ süt kullanan varsa diye çok ama çok önemli bir bilgi eklemek istiyorum. Çiğ olarak tüketime sunulan açıkta satılan sütler biliyorsunuz sokakta, dükkan önlerinde, mağaza kapılarında filan satılıyor. E tabii soğuk zincir de hak getire! Bu sütlerde soğuk zincir sağlanamadığından, tüketiciye ulaşana kadar geçen taşıma sürecinde toplam bakteri yükü artıyor. Bu zararlı mikroorganizmaların uzaklaştırılması amacıyla evlerde kontrolsüz bir şekilde uzun süre kaynatılıyor ve bu yüzden vitamin-mineral kayıpları ambalajlı sütlere göre daha fazla oluyor.<br />
<br />
Özetlemek gerekirse; kendi sağlığınız ve çocuğunuzun sağlığı için her yerden süt almayın, çiğ süt almayın, denetimden geçmeyen sütü doğal sözüne kanıp eve sokmayın. Çocuklarınızı da onu sevmiyor, bunu sevmiyor diye şartlandırmayın. Sadece neyi nasıl sunacağınızı bilin ve çocuğunuza, yeni şeyler denemesi ve sevmesi için her zaman şans verin. Çocuğunuza sütü sevdirecek bir tarifle bu yazımı sonlandırıyorum <br />
Şimdiden hepinize afiyet olsun.<br />
<br />
<strong>Çilekli& muzlu Smootie Tarifi:</strong><br />
• 10 adet çilek,<br />
• Yarım olgunlaşmış muz<br />
• 1/2 bardak kutu süt, <br />
• 2 küp buz.<br />
• Çocuklar için hazırlıyorsanız 1 tatlı kaşığı bal<br />
Yukarıdaki karışımı 1 dakika blender’dan geçirin ve şahane bir yaz içeceğiniz hazır! </p>
<p><span style="font-size: 80%;">Bir <a href="http://www.boomads.com?client=2dde1d1e2c57496380fea21cf4e9b7ef&offerid=1983" rel="nofollow" target="_blank" title="boomads">boomads</a> advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">
boomads_offer_client = "2dde1d1e2c57496380fea21cf4e9b7ef";
boomads_offer_id ="1983";
</script>
<script src="http://counter.boomads.com/scripts/offer.js" type="text/javascript"></script></p>Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-10608558958410175092018-12-24T15:51:00.003+02:002019-01-28T16:48:39.392+02:00Bitmemiş bir öykünün sonu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqzVGDEYaxdaOERyU9kqtzl_9jzx-hUyjWG1mvAc0ZXqjVAZRmUNGAIJO_QJ-DF-sxSEekZ8XRe-uKstuaT5J_cMzrM1msuvVqqujL1jO27y_TztR5sOirgzsMrp8HD0HA4uj8rIoSxg85/s1600/5731d86f7c9ae.jpg_thumb.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="210" data-original-width="400" height="210" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqzVGDEYaxdaOERyU9kqtzl_9jzx-hUyjWG1mvAc0ZXqjVAZRmUNGAIJO_QJ-DF-sxSEekZ8XRe-uKstuaT5J_cMzrM1msuvVqqujL1jO27y_TztR5sOirgzsMrp8HD0HA4uj8rIoSxg85/s400/5731d86f7c9ae.jpg_thumb.jpg" width="400" /></a></div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1.5cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Karısının onu kapı önüne koyduğu
günden bugüne on iki uzun yıl geçmişti. Kırışmış derisi,
saçsız başı, ruhsuz bedeniyle yaşlı bir adamdı şimdi. </span>
</div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1.5cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Eve arkasını döndüğü o günü
hatırlıyordu. Nasıl unutabilirdi ki, sürekli gözünün önüne
gelen bir fotoğraf olarak beynine kazınmıştı. Bir gece vaktiydi;
şafağa yakın, soğuk bir kış gecesi. Öyle ki ayağı tökezleyip
yere düşse beş dakikada donacak kadar buz kestiren bir gece.
Rıfat'ın yerinde içkinin dibine vurmuş, yetmemiş alemci
arkadaşlarıyla sokakta, bir varil içinde yanan ateşin titrek
ışığında içmeye devam etmişti. Bu kadarı ona bile fazlaydı.
Ayakta zor durur bir halde, sallanarak geldiği evinin kapısında,
ağlamaktan kızarmış gözleri, öfkeden gerilmiş yüzüyle karısı
karşılamıştı onu. Bacası tütmeyen evin soğunda kalınca
sarınmıştı kadın. Zaman ve mekânın ona reva gördüğü
ağırlığın altında iki büklüm bedeniyle kapı eşiğinde,
biraz soğuktan biraz öfkeden titriyordu. Koca bildiği adama
katlandığı yılların soğuttuğu kalbi içeride koyun koyuna
yatan iki küçük çocuk için atıyordu sadece. </span><br />
<a name='more'></a></div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1.5cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">"Nereden geliyorsan oraya git.
Allah belanı versin, yeter artık!" </span>
</div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1.5cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Adamın karısından duyduğu son
cümlelerdi bunlar. Ağzından bir kelime bile çıkmasına izin
vermeden kapıyı suratına çarpmıştı. İzin verse de ne bir çift
laf edecek gücü ne de af dileyecek yüzü vardı. Kopması gereken
film orada kopmuştu. </span>
</div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1.5cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Şimdi, şehrin diğer yakasına
geçerken bindiği feribotta o günü düşünüyordu. Ellerini
başının arasına almış her iki yakayı heyecanla izleyen,
resimleyen mutlu insanlar arasında içine çökmüştü. Azap içinde
ömrünün sonunu bekleyen bir adama benziyordu. O gece, o kapının
önünde bıraktığı erkeklik gururu umurunda olmamıştı. Onu
acıtan çocuklarından ayrı düşmesiydi. Katlanılması zor,
kabullenilmesi imkansız bir kalp acısı kalmıştı ona. Her anını
esir alan bir hasret içinde kıvranıyordu. Onca yıl geçmesine
rağmen hasret gün geçtikçe azalacağına öldürürcesine artan
bir özlemin sebebi olmuştu. Ama buna rağmen geri dönmek için bir
çaba sarfetmemişti. Edememişti, çünkü cesareti yoktu buna.
Hatalar bir pranga gibi yerine çivilemişti onu. Umut bile etmeden,
acısıyla yaşamayı tercih etmişti. </span>
</div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1.5cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Suçlu olmak ve suçunun farkında
olmak pek çok şeyin önünü tıkamıştı. Hatalarını telafi
edebilecek güçten yoksundu. Bu yüzden uzaklaşmış, karanlık
kuytularda kaybolmaya çalışmıştı. Bir an önce azap halini
almış bu hayatın son bulmasını diliyordu. Artık bu ağırlığı
taşıyamıyordu. Vücudu ona oyun oynamıştı; bunca acı, sıkıntı
ve kötü koşullar içinde olmasına rağmen ne bir hastalığa
yakalanmış, ne de herhangi bir kazaya uğramıştı. Yaşam
intikam alırcasına onu yaşatıyor, her anını pişmanlıklarıyla
işkenceye çeviriyordu. Bitmeyen bir öyküydü hayatı. Ama her şeyin bir sonu olmalıydı; bu öykünün de; Uzak olmayan bir anda. Belki de hemen şimdi... Bunu yapabilecek gücü şimdi, tam burada hissediyordu. Sonsuza dek, hiç kimsenin onu bulamayacağı, hiç bir acının işlemeyeceği fikri içini huzurla doldurmuştu. Fakat yaşayanlara özgü bir huzur duygusu değildi bu. </span><br />
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Sonra akıp giden kıyıya bakışları kilitlendi. Çok uzun süren bir kaç saniye öylece durdu. Taki küçük bir kızın martıları besleyişi ile neşelenen insanların kahkahalarına sızan bir çığlık ve pervaneye takılan bir hayatın denizi kızıla boyadığı o ana kadar... </span><br />
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;"> </span></div>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Hayata Dairhttp://www.blogger.com/profile/14769697664585484909noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-66250365358913950672018-11-07T15:38:00.003+02:002018-11-08T07:29:50.271+02:00Aynı soydan sık çiftleşme erken insan türünde iskelet anormaliliğine yol açmış olabilir. <div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
</div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgKr-Cj6hVcXeUKAhP6SBUWTqaRltiO-tezZqI65kmvYN2BQqRZAZcWaToxEXa3I76rg7U-d-cYZsNruWNJ42uIYVtvmfeADXoqqHd6rSFMLeXjUORxdj0n_GahUww-dY3AXntL8REKKAk/s1600/femur_16x9.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="393" data-original-width="699" height="222" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgKr-Cj6hVcXeUKAhP6SBUWTqaRltiO-tezZqI65kmvYN2BQqRZAZcWaToxEXa3I76rg7U-d-cYZsNruWNJ42uIYVtvmfeADXoqqHd6rSFMLeXjUORxdj0n_GahUww-dY3AXntL8REKKAk/s400/femur_16x9.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">İlk
insanlar Afrika'dan çıkınca pek çok zorlukla karşı karşıya
kalmış olmalı: buzlu bir iklim, kılıç dişli büyük kediler,
ve, eski iskeletler üzerinde yapılan yeni araştırmalara göre
alışılmadık şekilde yüksek sayıda, zayıflatıcı ve nispeten
önemsiz doğum kusuru. Bu tür anormalliklerin neden bu kadar yaygın
olduğu belli değil, ancak bilim insanları bunun nedeni olarak,
büyük bir olasılıkla küçük avcı-toplayıcı gruplar
içerisindeki yaygın akraba çiftleşmesini görüyorlar.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
</div>
<a name='more'></a><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Pleistosen çağdan kalmış
bir çok insan fosili (kabaca 2.5 milyon öncesiyle 11700 yıl
öncesi arasında ) sıra dışı özelliklere sahiptir. Örneğin,
anormal eğimli uyluk kemikleri Çin'den Çek cumhuriyetine kadar pek
çok yerde bulunmuştur. İsrail'in Qafzeh mağarasında bulunan bir
küçük çocuk kafatasındaki şişlik hidrosefali ile uyumluydu. Ve
İtalya'daki Liguria'da bulunan bir erkek fosilinin sağ üst kol
kemiği eğikken, sağ üst kol kemiği ise normaldi.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Bu
anormalikler genelde bir sefere mahsus görüldü. Fakat Missouri'nin
St. Louis kentindeki Washington Üniversitesi'nde bir paleoantropolog
olan Erik Trinkaus bir örüntü fark etti: Bu iskelet
deformasyonları fosil kayıtlarında kuşkulu bir şekilde yaygın
gibi görünüyordu.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Yani Trinkaus matematik yaptı.
Son 200.000 yıl öncesine dayanan iskelet anormallikleri olan 66
kişi üzerinde veri topladı. Genç yetişkinlerden gelen fosiller,
Orta Doğu ve Avrasya'da dağılmış ve çeşitli farklı Homo
türlerini temsil eden bölgelerde bulundu. Trinkaus, bu durumun
modern insan topluluklarında ne kadar yaygın olduğunu araştırdı.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Antik anormalliklerin yaklaşık
üçte ikisinin modern insanın % 1'inden daha azında meydana
geldiğini buldu. Bu araştırmaların ardından bugün Ulusal
Bilimler Akademisi bildirilerinde şöyle deniyor: İlk insanlar,
birçok deformiteye yol açan bazı kültürel veya çevresel
baskılarla karşı karşıya kaldılar.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Daha önce başka
araştırmacılar tarafından ortaya atılan bir olasılık daha var:
İskelet deformiteleri olan eski insanlar şamanlar olarak
görülebilir ve bunların ihtimamlı gömülmeleri bedenlerinin daha
sonra bulunmaları ihtimalini yükseltmiştir. Bir başka olasılık:
Hamile kadınlar daha fazla iskelet bozukluğuna yol açacak şekilde
yeterli ve doğru besin alamadı. Ancak Trinkaus, raşitizm gibi
bazı iskeletsel bozuklukların tüm vücudu etkilediğini
belirtirken, vücudun sadece bir tarafında deformiteler bulunan
birçok iskeletin bulunduğunu söylemektedir. Ayrıca bir çok fosil
üzerinde yaptığı analizlerde özel ayinlere dair bir kanıtın
bulunmadığını söylüyor.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Bununla birlikte birkaç
iskelet fosili bilinen genetik mutasyonlarla uyumlu anormallikler
göstermiş ve en az bir yerden bir çok birey buradaki insanların
farklı olduğunu düşündüren birkaç farklı durum sergilemiştir.
Trinkaus, o sırada çoğu insan popülasyonunun küçük ve izole
olduğunu düşünüyor. Bu koşullarda, akrabalığın yaygın
zararlı genetik mutasyonlara yol açması oldukça muhtemel.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">"Antik DNA analizine
dayanan Pleistosen dönemdeki insanlar arasındaki düşük genetik
çeşitliliğin kanıtı, bu hipotezi de desteklemektedir,"
diyor Yeni Zelanda'nın Dunedin şehrindeki Otago Üniversitesi'nde
biyomarkeolog Hallie Buckley. “Öne sürülen tüm argümanlardan…
bu en olası açıklama gibi görünüyor.”</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Eski DNA üzerinde yapılacak
ileri analizler bu bölgelerdeki akrabalar arası çiftleşmeyi
doğrulayabilir ancak bu tür araştırmalar için örneklerin
hazırlanması genelde onların yok edilmesi anlamına geliyor.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Buckley:
"Eski DNA, geçmiş insan topluluklarıyla ilgili herhangi bir
sorunun cevabı için sihirli bir mermi olarak giderek daha fazla
görülmeye başlandı, ancak bu her zaman işe yaramayabilir.</span></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
</span>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-size: small;">Nedeni ne olursa olsun,
deformitelerin çoğu insan bedeninde güçten düşürücü bir
etkiye sahip olurdu. Trinkaus, bu kadar çok bireyin çocukluktan sağ
kurtulduğu gerçeğinin, erken insanın birbirlerine sosyal destek
ve tıbbi bilgi sunmasından kaynaklandığını ileri sürüyor.
Örneğin, hidrosefali modern tedavi yöntemleri sayesinde nadiren
ölümcül olmakla beraber tedavi edilmediğinde oldukça ölümcül
bir hastalık. "Qafzeh'de hidrosefali hastalığına yakalanmış
çocuklar yaklaşık 3-4 yaşlarına kadar yaşamış. Bu durumun
100.000 yıl önce yaşanmış olması oldukça şaşırtıcı."</span></span></div>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"><i>İngilizce'den çeviri </i></span></span></span></div>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"><i> Michael Price</i></span></span></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: xx-small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="font-size: xx-small;"><i> sciencemag </i></span></span></span></div>
<h3 class="author__name" style="-webkit-text-stroke-width: 0px; background-color: white; box-sizing: inherit; font-family: "Roboto Condensed", "Helvetica Neue", Helvetica, Arial, sans-serif; font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; letter-spacing: normal; line-height: 1.2; margin: 0px 0px 7.5px; text-align: start; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; word-spacing: 0px;">
<span style="font-size: xx-small;">
</span></h3>
<div lang="zxx" style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
Hayata Dairhttp://www.blogger.com/profile/14769697664585484909noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-29109134561566515392018-08-07T15:16:00.000+03:002018-08-07T15:16:11.211+03:00Betonlaşmış Şehirlerde Kadına Şiddet: Kadın İçin Şehir<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkgXZy6V3cjPz8SGcg_zYWGVJkDU0I07loFkJFxAC-W2LLsALCFRiuUehPZr0K5h-tQ_OWf893IExX7Yceh7AGEMcT9Lf9ScIICo-qKVyt728GDKRsDwpqcPTY5js1xu4DPKKt1vjrdi3w/s1600/Hint.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="667" data-original-width="1024" height="260" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkgXZy6V3cjPz8SGcg_zYWGVJkDU0I07loFkJFxAC-W2LLsALCFRiuUehPZr0K5h-tQ_OWf893IExX7Yceh7AGEMcT9Lf9ScIICo-qKVyt728GDKRsDwpqcPTY5js1xu4DPKKt1vjrdi3w/s400/Hint.jpg" width="400" /></a></div>
<i><span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Hayat
kadına ekstra zor; ilk insandan günümüze zaman ve mekanda inişli
çıkışlı, gittikçe zorlaşan bir hayat. Buna direnen, gidişatı
tersine çevirmek isteyen bir mücadele de eş zamanlı olarak hep
var olmuş; düşünce akımları, teoriler, reçeteler vs.</span></i></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<i><br /></i></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><i>Aşağıda,
Hindistan'ın Madurai bölgesinde bir sivil toplum kuruluşu olan
Dhan Vakfında çalışan, aktivist Bayan Ahila Devi'nin
feministing.com'da yayınlanan yazısını ingilizceden çevirerek
sizlerle paylaşıyorum</i>.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Memleketim
Madurai yaklaşık 1,5 milyonluk nüfusuyla Hindistan'da tarih,
kültür ve ihtişamlı geleneklerle dolu bir kent. </span>
</div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Fakat
yeryüzündeki pek çok büyük şehir gibi kadınlar için de
güvenli değil. Madurai'de kadın ve kızları güçlendirmek için
planlanan bir programın lideri olarak biliyorum ki, şiddetin şehir
planlaması, peyzaj ve yapısıyla olan bağını ele almadıkça,
kadın ve kızlara yönelik şiddeti sona erdirmek için verdiğimiz
mücadeleyi kazanamayacağız. Kırık ya da taşsız, işlevini
yerine getiremeyen kaldırımlar ( araçların rahatlıkla çıkıp
inmesine neden olarak), karanlık ve dar sokaklar, kalabalık ve
korunmasız toplu taşıma, ve pis, açık dışkılama alanları
şiddetin üreme alanları olarak ortaya çıkıyor.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br />
<a name='more'></a></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Madurai'deki
çoğu kadın #MeToo ya da #TimesUp'ı ( twitter'da yaygınlaşmış
şiddete ve tacize vs. karşı uzun süre güncelliğini koruyan
hashtag) hiç duymamış olsa da biz evde, işte ve günlük
hayattaki şiddet, taciz ve kötü muamele deneyimlerini
paylaşıyoruz. Ve diğer kadınlarla birlikte de #CitiesforWomen
(kadın için şehir) ve daha fazla eşitlik için çalışıyoruz.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<a href="https://www.blogger.com/null" name="result_box"></a><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">Burada
karşılaştığımız sorunların çoğu küresel. </span><span lang="tr-TR">Şöyle
ki</span><span lang="tr-TR">:</span> </span>
</div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">2009
yılında BM'in Hindistan'ın Delhi kentinde yaptığı bir kadın
araştırmasında kadınların %95'i taciz korkusuyla kamudaki
hareket alanlarının kısıtlandığını belirtiyor.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">2017
de Kenya'da 381 kadınla yapılan bir araştırmada kadınların
yüzde ellisinden fazlası toplu taşıma araçlarında cinsiyete
dayalı şiddet yaşadıklarını söyledi. Yine, 2013 yılında
Mumbai' de banliyölerde yaşayan 4500 kadınla yapılan başka bir
araştırmadan kadınların %75'inin günbatımından sonra toplu
taşıma araçlarını güvenli bulmadığını öğreniyoruz.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Ayrıca
Reuters'in 16 büyük kentte 2016 yılında yaptığı bir araştırma,
Latin Amerika'daki kadınların en fazla taciz oranlarına maruz
kaldıklarını ve 10 kadından 6'sının toplu taşıma araçlarında
fiziksel tacizle uğradığını ortaya koydu.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<a href="https://www.blogger.com/null" name="result_box1"></a><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">Dünya
Bankası liderliğindeki Sürdürülebilir Hareketlilik </span><span lang="tr-TR">Çalışması'na
</span><span lang="tr-TR">göre, gelişmiş ülkelerdeki kadınların
yüzde 53'ü karanlıkta bir demiryolu platformunda beklerken
“güvensiz” veya “çok güvensiz” hissediyor.</span> </span>
</div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<a href="https://www.blogger.com/null" name="result_box2"></a><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">2030'a
gelindiğinde, dünya nüfusunun yüzde 60'ından fazlası kentsel
bölgelerde yaşayacak. Dünya nüfusunun yarısından fazlasını
temsil eden kadınlar </span><span lang="tr-TR">için </span><span lang="tr-TR">şehirlerin,
kentsel altyapılarını geliştirmeleri ve kadınların kendilerini
güvende hissedebilecekleri yerler yaratmaları gerekiyor. </span></span>
</div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="tr-TR" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Hindistan'da
kadınlar için en büyük tehlikelerden biri bedensel fonksiyonlardan
birine odaklanır: tuvalete gitme ihtiyacı. Birleşmişler
Milletlerin 2011'deki bir raporunda Hindistan'da 626 milyondan fazla
insanın kapalı bir tuvalete sahip olmadığı belirtmiştir.
Madurai'de gecekondu mahallelerinde yaşayan insanların çok
azının kapalı tuvaleti vardır.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
</div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgch1PtbZQF3qME6umGEzDmsG7uoyRaS0ldrPKl5wpfe2Mlv_bXe5XP0AFHbIec4gNa9zu0-HbOPWjJejT8X-36gWICs_S6gGEBhMsnuPogyN4tcV2oYwDTkMUu9J2NlPyak_GAAbC5RcEC/s1600/Yozla%25C5%259Fmaya-esir-olmam%25C4%25B1%25C5%259F-Hindistan-insanlar%25C4%25B1-ve-sokaklar%25C4%25B1-7b.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="750" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgch1PtbZQF3qME6umGEzDmsG7uoyRaS0ldrPKl5wpfe2Mlv_bXe5XP0AFHbIec4gNa9zu0-HbOPWjJejT8X-36gWICs_S6gGEBhMsnuPogyN4tcV2oYwDTkMUu9J2NlPyak_GAAbC5RcEC/s320/Yozla%25C5%259Fmaya-esir-olmam%25C4%25B1%25C5%259F-Hindistan-insanlar%25C4%25B1-ve-sokaklar%25C4%25B1-7b.jpg" width="320" /></a><a href="https://www.blogger.com/null" name="result_box3"></a><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">Tuvaletlerin
hain doğası, Hindistan'ın en büyük eyaleti Uttar Pradesh'de dört
yıl önce </span><span lang="tr-TR">kendini gösterdi</span><span lang="tr-TR">.</span>
Kapalı tuvalet olmadığı için iki genç kız binlerce kadının
her gün yaptığı gibi, gün battıktan sonra dışarı
çıkıp,karanlığın örtüsünde kendilerini rahatlatmak
istediler. Ama aynı karanlık örtü saldırgan bir grup erkeğin bu
genç kızlara tecavüz edip, ağaca asmalarını da sağladı. Dava,
hem kadına şiddete hem de en temel bedensel işlevlerini yerine
getirirken karşılaştıkları özel tehlikelere dikkat çekti.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Kentin
köşelerinde açık dışkılama sorunu devam etmekte. Banyosuz
ortamda, kadınlar ihtiyaç için karanlığın örtüsünü
beklemeye çalışır ve dışarı asla yalnız çıkmamak için
çabalarlar. Ama bu karanlık aynı zamanda tecavüzcü ve
saldırganlara hareket alanı sağlar. Buna ek olarak bu dışkılama
biçimi önemli sağlık sorunlarına da yol açmakta.</span></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<a href="https://www.blogger.com/null" name="result_box4"></a><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">Çalıştığım
organizasyonda, DHAN Vakfı, </span><span lang="tr-TR">yoksul
mahallelerde, </span><span lang="tr-TR">sokakta yaşayan ailelerin
paylaşacakları tuvaletleri inşa etmeleri için gerekli desteği veriyor. Aynı aileler
tuvaletlerin temizl</span><span lang="tr-TR">iği ve bakımından</span><span lang="tr-TR">
sorumludur. Sorunun çözümü için sorumluluk alan insanların
dünya çapında örnekleri var, ancak tüm vatandaşlarını koruma
yükümlülüğü </span><span lang="tr-TR">olan hükümetlerin daha
fazla sorumluluk üstlenmesi gerekmekte.</span><span lang="tr-TR"> </span></span>
</div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<a href="https://www.blogger.com/null" name="result_box5"></a><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">Daha
kapsamlı bir şehir planlaması, kadın ve kızların ihtiyaçlarına
duyarlı bir altyapının oluşturulmasına yardı</span></span><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">mcı
ol</span></span><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">acaktır</span></span><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">r
– geniş ve iyi aydınlatılmış sokaklar, daha az çıkmaz sokak,
güvenli ve temiz umumi tuvaletler, tekin olmayan bölgelerde daha
fazla polis devriyesi vs. </span></span><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">Hindistan'ın
bazı bölgelerinde poliste failler lehine tutumuyla bu sorunun bir
parçası olmakta. </span></span><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">Fakat
Madurai'de, bilinçlendirme ve şiddet olaylarıyla </span></span><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">mücadelede
ço</span></span><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"><span lang="tr-TR">k
yardımcı olan özel kadın polis birimine sahip olduğumuz için
şanslıyız.</span></span><span style="font-family: "arial" , sans-serif;"> </span>
</div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div lang="zxx" style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif;">Daha
güvenli şehirler her bireyin gün boyu hareket alanını genişletir
ve sosyal, kültürel, ekonomik alanlardan ve eğitim olanaklarından
daha fazla yararlanmasını sağlar. Bu da, kadın erkek tüm vatandaşların, sivil toplum örgütlerinin ve hükümetin birlik içindeki çabasıyla başarılacaktır.</span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><br /></span></span></span></span></span></span></span>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
Hayata Dairhttp://www.blogger.com/profile/14769697664585484909noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-50431182715165693382018-07-30T12:48:00.001+03:002018-08-08T17:50:52.036+03:00Aşık Olmak: Kolay Bir Başlangıç<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdtH4weMp3EmoGWgySA85TiSZmFSpGRH-H-47nDicCnKFXnO4JLCiikXxSLDQzitMdFYW7actSFbOXzIs45ISMAETiaZLR4xdDXm6x4f0-RCH6710hcpE_25vHkBXpHbhEBFRdYi1vX3bS/s1600/sevgili.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdtH4weMp3EmoGWgySA85TiSZmFSpGRH-H-47nDicCnKFXnO4JLCiikXxSLDQzitMdFYW7actSFbOXzIs45ISMAETiaZLR4xdDXm6x4f0-RCH6710hcpE_25vHkBXpHbhEBFRdYi1vX3bS/s400/sevgili.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Hormonal aktiviteler, duygusal durum, beklentiler sonucunda bir aşk hikayesine başlamışsanız bilin ki bu işin en kolay ve en eğlenceli kısmı. Asıl mücadele bundan sonra başlıyor. </span></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b>- Neden İlişkileri yürütmek zaman geçtikçe zorlaşır? </b></i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">Sevgi ve ilişki meseleleri her zaman biraz karmaşıktır.</span> <span class="">Bir ilişkinin ilk ayları genellikle her çift için yumuşak bir sürüştür.</span> <span class="">Eşiniz hakkında her gün yeni keşfedilecek bir şeyler var ve romantizm zirvede.</span> <span class="">Hayatın bu güzel aşaması, ilişkinizin en güzel günleri olabilir. </span></span><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">Gerçek mücadele,
bu kıvılcımı canlı tutmak için çaba harcamanız ve ondan hoşlanmamanıza sebep olabilecek bir kaç neden bulduktan sonra bile eşinize aşık olmanız gerektiğinde
başlar.</span> <span class="">İşte bu yüzden bir ilişki zamanla çekiciliği kaybeder ve aşkınız için gerçek test bundan sonra başlar.</span></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""></span></span></span></span></span></span><br /></span>
<br />
<a name='more'></a><i><b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="" style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Beklentiler her şeyi berbat edebilir.</span></span></span></span></span></span></b></i><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""> Ne kadar önemsememeye çalışıyor görünsek de hepimizin partnerimizden ve yürüttüğümüz ilişkiden beklentilerimiz vardır. Bu beklentilerin zamanla değişip, evrimleştiği aşikâr. İlişkideki mesafenin korunması için eşlerin aynı kafa yapısında olmasına ihtiyaç var. Örneğin, ilişkiniz günlük buluşma beklentisiyle başlamıştır. A</span></span></span></span></span></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">ncak sizden biri, önümüzdeki yıllarda mutlu bir evliliğin hayalini kurmaya başlayabilir. Bu işleri karmaşıklaştırmaz mı?</span></span></span></span></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><br /></span></span></span></span></span></span></span></span>
<i><b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">-Romantizm solabilir.</span></span></span></span></span></span></b></i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">Bu, kimsenin hakkında konuşmak istemediği acı bir gerçekliktir. İlişkinin ilk başladığı zamanlar eşinizin bir dokunuşu veya bir göz teması sizi deli etmeye yeterlidir. Her hareketinde bir sürpriz ve heyecan unsuru vardır. </span></span></span></span></span></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">Zamanla, çiftin
ilişkinin aynı romantizmi sunamayacağını kabul etmesi gerekir, ancak
bu bir çıkmaz sokak ile karşılaşıldığı anlamına gelmez. Birbirinize karşı daha rahat ve açık olduğunuz sürece, ilişkinizde farklı bir tutku ve çekicilik yakalayabilir, aranızdaki kıvılcımı canlı tutabilirsiniz.</span></span></span></span></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><br /></span></span></span></span></span></span></span></span>
<b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">- Beklemediğiniz alışkanlıkları mı var?</span></span></span></span></span></span></span></span></b></span><br />
<div lang="tr-TR">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjw68e2zlyqlRAYltK1g-Wz6q2JIZgkRwp_BneTW7X9nsWt7aB9Y_9-I3rjDpYF3MnqhHICf5JybyhVpZzAwKnfFNewm8P3ZTp-fTCVFytvAtUKNdR_Z631XFuMgzW8lh6PsQAXac0xuGWq/s1600/askiliskileri-sh.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><img border="0" data-original-height="630" data-original-width="1200" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjw68e2zlyqlRAYltK1g-Wz6q2JIZgkRwp_BneTW7X9nsWt7aB9Y_9-I3rjDpYF3MnqhHICf5JybyhVpZzAwKnfFNewm8P3ZTp-fTCVFytvAtUKNdR_Z631XFuMgzW8lh6PsQAXac0xuGWq/s320/askiliskileri-sh.jpg" width="320" /></span></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">Aynı kişi ile geçirdiğiniz uzun süreden sonra daha önce farkında olmadığınız tuhaf alışkanlıklar, eksantrik özellikler ve muğlaklıklarla karşı karşıya kalabilirsiniz<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">. </span></span></span></span></span>İşte
ilişkinin düzgün yürüyebilmesi için çaba gösterilmesi gereken
yer tamda burası. Ama bu pek kolay olmayabilir. Aynı şey eşiniz
için de geçerlidir.( Çünkü kimse mükemmel değildir.) Bu
durumda birlikte bir çıkış yolu bulmak en doğrusu olacaktır.</span></span></div>
<div lang="tr-TR">
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div lang="tr-TR">
<i><b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">- İletişim</span></span></b></i></div>
<div lang="tr-TR">
</div>
<div lang="tr-TR">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Duygusal ya da fiziksel ihtiyaçlarınızı, canınızı sıkan her şeyi partnerinizle paylaşmak, onunla iletişim kurmak sağlıklı bir ilişkinin anahtarıdır. Bazen eşimize sevgi ve takdir göstermekten vazgeçeriz. Oysa bu, açık ve dürüst iletişimle yürüyen ilişkide büyük bir boşluk yaratır.</span></span></div>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<i><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-size: small;">-Teknoloji her zaman yardımcı olmaz</span></span>.</span></b></i><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Teknoloji, partnerinizle günün her saatinde iletişimde kalmak için harika bir yoldur, ancak bunun olumsuz tarafları da vardır. Sosyal medya sayesinde pek çok çift ilişkilerini başkalarınınkiyle "online" olarak karşılaştırmaya başlar ve gördüğü paylaşımlardaki ışıltının altın olmadığını fark edemeyebilir. </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><br /></span></span></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><i><b>- Gerçekten zor bir iş</b></i></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: small;">Şüphesiz, bir ilişkiyi yürütmek için çaba, özveri ve sevgi gerekir. İlişkinizi güçlendirecek güzel günler olabileceği gibi, sınanacağınız kötü günler de olabilir. Her durumda birbirinin elini tutmaya kararlı olanlar ancak gemilerini yüzdürebilir. </span></span><br />
<br />
<br />
<span style="font-size: xx-small;"><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"> İngilizceden çeviri kaynak: Etimes </span></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><br /></span></span></span></span></span></span></span>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Hayata Dairhttp://www.blogger.com/profile/14769697664585484909noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-76597950208677906122018-07-24T14:36:00.003+03:002018-07-25T08:21:47.875+03:00İnsanlar Neden Kaba ve Küfürlü Partnerlerinden Ayrılamaz?<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhI91Kfhygcsqv9bjzzMjRhas9wwM0IO7-vwneOnBXhFi7SxRnnDcU8CRd5uQHuf5JsPx6zEKVx9pkD1x_pGdwT5UL_tEVJqhJJxLjogLZcluxn5BZDEwhumlSJ63-iw9ssweoQgYNIokZa/s1600/WhatsApp+Image+2018-07-24+at+14.23.55.jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="412" data-original-width="600" height="219" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhI91Kfhygcsqv9bjzzMjRhas9wwM0IO7-vwneOnBXhFi7SxRnnDcU8CRd5uQHuf5JsPx6zEKVx9pkD1x_pGdwT5UL_tEVJqhJJxLjogLZcluxn5BZDEwhumlSJ63-iw9ssweoQgYNIokZa/s320/WhatsApp+Image+2018-07-24+at+14.23.55.jpeg" width="320" /></a><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bazı çiftlerde partnerlerden birinin diğerine bir pislikmiş gibi davranmasına, küfür ya da şiddet barındıran bir tarz tutturmasına pek çoğumuz tanık olmuş, yaşamış ya da hali hazırda yaşamaktayız.</span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Bir kişiye kırılmak aşık olmaktan daha kolayken, bu tür birlikteliklerin yıllarca devam etmesi oldukça ilginç. Bir kişi kendisine kötü davranış sergileyen, çirkinleşen bir kişiyle ilişkisini bitirmek için neden tereddüt eder? Ne kadar danışmanlık alıp, karar verseler de açıklanamayan bir güç ( ya da güçsüzlük) geri adım atmalarına neden olur.</span><br />
<br />
<a name='more'></a><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">İşte tüm çabalarına rağmen bu tip partnerlerinden ayrılamayan birkaç kişinin hikayesi:</span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b>- O kötü biri değil </b></i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> "Erkek arkadaşımla beş yıldır birlikteyim ve kısa öfke nöbetleriyle meşhur. Öfke anında ne söylediğini, ne yaptığını bilmediği zamanlar vardı, ama o kötü biri değil. Evet, bir veya iki kez fiziksel olarak incindim ama hepsi kazara oldu. Durumun kontrolden çıktığı bir gün onu bırakmayı düşünmüştüm fakat doğasını bildiğimden aşık oldum; bunu kabul etmeliyim."</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b>- Bir çocuğum var; nasıl bırakabilirim ki?</b></i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> "Küfürbaz ve kötü bir adamla evlendiğimi iki yıl sonra fark ettiğimde hamileydim. Boşanma dilekçesini yazmak için oğlumun büyümesini beklemem gerektiğini düşündüm. Şimdi oğlum 21 yaşında genç bir adam oldu ve birlikte geçirdiğim onca yıldan sonra babasından uzaklaşmakta bir yarar görmüyorum."</span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b>- Anlayacak Kadar Olgun değil </b></i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">"Kız arkadaşım benden yedi yaş küçük. O sinirli biri değildir fakat zaman zaman içine kapanabiliyor. Günlerce telefonlarımı açmadığı, benden kaçtığı zamanlar var. Bu gibi durumlarda sık sık arkadaşlarıyla zaman geçirdiğini fark ediyorum. Bu davranışının nedenini sorduğumda sadece omuz silkiyor. Bu tip davranışların beni duygusal olarak tükettiğini anlamıyor. Ama tekrar normale döndüğünde ona tekrar aşık oluyorum."<i><b> </b></i></span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><i><b>-Sahiplik Sevgiye İşaret midir? </b></i></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">" Erkek arkadaşımla üç sene önce buluşmaya başladığımda, annem bana onun doğru kişi olmadığını söylemişti. Şimdi geriye doğru baktığımda annemin ne kadar haklı olduğunu görüyorum. Erkek arkadaşım çok sahiplenicidir; başka insanlarla görüştüğümde düzenli olarak telefonumu, maillerimi kontrol eder. İlişkideki bu durum beni bunaltıyor ama bunun normal olduğunu düşünüyorum, çünkü ancak seven biri bu kadar çok sahiplenici olur."</span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /><b></b><i><b></b></i></span>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnDLMgzLV6xbPMwLjv9el8swWYPT9D2leYulPofyT-f0dbaqPGGGSMh9cjHAZYt79W_ckBaWzmYfmpkekq4JgS5VXnnjqWgLworoa_MjjqATOzlTxPBPgqXiOWZC3ut7ILs3lcSz8bfIuT/s1600/WhatsApp+Image+2018-07-24+at+14.23.30.jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="371" data-original-width="700" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnDLMgzLV6xbPMwLjv9el8swWYPT9D2leYulPofyT-f0dbaqPGGGSMh9cjHAZYt79W_ckBaWzmYfmpkekq4JgS5VXnnjqWgLworoa_MjjqATOzlTxPBPgqXiOWZC3ut7ILs3lcSz8bfIuT/s320/WhatsApp+Image+2018-07-24+at+14.23.30.jpeg" width="320" /></a><i><b><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">- Uzmanlar Neye İnanıyor </span></b></i><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">" </span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">Küfürlü bir partner, diğer kişinin korku, güvensizlik ve sempati duygularını besleyen duygusal bir akbaba gibidir. </span></span></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr">Bazıları çok
manipülatif de olabilir, bu yüzden diğer tarafın mağdurun kim olduğunu ve
mağdur olup olmadığını anlamasını zorlaştırır,” diyor Mansi Kumar,
danışman psikolog ve ilişki uzmanı. <span class="">“Ancak bazı
kötü niyetli ortaklar, davranışlarından ve hatta ilişkideki ilgili
kişiyi nasıl etkilediğinden haberdar bile olmayabilirler."</span></span></span></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><i><b>-Böyle Davranışları Normalleştirmeyi ya da Kabul Etmeyi Denemeyin</b></i> </span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""> </span></span></span></span></span><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">Uzmanlara göre,
çok sayıda mağdur, istismarcı ortaklarının davranışlarını çeşitli
nedenlerden dolayı kabul etmeye başlıyor - duygusal, toplumsal baskı,
sempati vb. “Böyle bir davranışın normal olduğuna inanmaya
başladığınızda, bu ilişkiden asla uzaklaşamazsınız” diyor uzmanlar. Unutmayın, bir eşin acı çekmesi için fiziksel şiddete gerek yok, erkek ya da kadın bunu hem zihinsel hem de duygusal olarak yapabilir.</span></span></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><br /></span></span></span></span></span></span></span>
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><br /></span></span></span></span></span></span></span>
<i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-small;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class="">Kaynak İngilizce: İndiatimes</span></span></span></span></span></span></span></i><br />
<br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><span class="" id="result_box" lang="tr"><span class=""><br /></span></span></span></span></span></span></span>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Hayata Dairhttp://www.blogger.com/profile/14769697664585484909noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-73557041036383927782018-02-28T16:28:00.002+02:002018-02-28T16:48:41.538+02:00Bebeğinizi Öpmeden Önce Bir Kez Daha Düşünün <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXUKOfYQScwS1oMfc0g-V4g8hVLdlYzCuicbQMPlZYMwMl9_gQF5Uo2J3Hj9OPqMkwAvb8rFyz9M5qRQ9EAXPk4xbDiJt4jbCyUsFP0NdyNsKWUOJMmYS8_B_A3vAg-cpg1FUY1zQ93Pc/s1600/annebebk1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="193" data-original-width="261" height="236" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXUKOfYQScwS1oMfc0g-V4g8hVLdlYzCuicbQMPlZYMwMl9_gQF5Uo2J3Hj9OPqMkwAvb8rFyz9M5qRQ9EAXPk4xbDiJt4jbCyUsFP0NdyNsKWUOJMmYS8_B_A3vAg-cpg1FUY1zQ93Pc/s320/annebebk1.jpg" width="320" /></a><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Bir bebeği sevmek kadar keyifli bir şey yoktur sanırım. Hele ki ebeveynler için çocuğunu öpmek, koklamak sakinleştirici, ömür uzatıcı bir sevgi gösterimidir. Ama bazı sevgi gösterimlerinin sağlık açısından zararları olabiliyormuş. İngiliz haber kuruluşu İndependent bu konuyla ilgili aşağıdaki haberi paylaşmış:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"></span><br />
<a name='more'></a><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">"Diş hekimi, ebeveynlerin, özellikle de bebek dişleri gelişmeden önce çocuklarını dudaklarından öpmekten kaçınması gerektiğini belirtti; zira zararlı bakterileri bulaştırabilirler.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Ebeveynlerin çocuklarını dudaklarında öpmelerinin uygun olup olmadığı sürekli tartışılır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Birçoğu, ebeveynlerin bu şekilde sevgi göstermelerinde yanlış bir şey olmadığını savunuyor olsa da, anne-babanın daha fazla bilgi sahibi olmasını gerektiren belirli sağlık riskleri söz konusu.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Bakterilerin zararlı etkilerine dayanacak gücü olmadığı için bebek dişleri özellikle enfeksiyona duyarlıdır. </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Londra'daki Wimpole Street Dental'daki ünlü diş hekimi Dr. Richard Marques The Independent'e 'Bebeklerin yetişkin dişlerinden farklı diş ve mine türleri var' dedi.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">'Diş minesi bebek dişlerinde çok daha incedir. Erişkin mine kadar güçlü değildir, bu yüzden çürüme olasılığı daha yüksektir.'</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Ayrıca bireyler arasındaki tükürüğün aktarılması her zaman çeşitli hastalıkların yayılma olasılığını artırabilir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Bu yüzden, ebeveynlerin özellikle küçük çocuklarıyla ilgilenmeleri gerekir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Dr. Marques, 'Bakterileri (streptococcus mutans gibi) yetişkinlerden çocuğa yayabileceğinden, ebeveynden çocuğa geçecek tükürük risk taşıyor' dedi.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">'Bu bakteri bebek dişlerinin bozulmasına neden olabilir. </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Bebek dişleri gelişmeden önce yumuşak doku ve diş etlerini bile etkileyebilir!'</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgb5zpApaGav5JsEXXBUB13Ldb1JEoB4iMtskAJ3v1CGNriN3jrY3CpWg2BMzzQMMZdUn5-Z37xxH5DiZFWCpfJ7hHCydWIGYt3cvGELYgh2MUl5YZbeSrDh751IepU-UDkJ2a_32qo9g/s1600/child-rotten-teeth.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1026" data-original-width="1368" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgb5zpApaGav5JsEXXBUB13Ldb1JEoB4iMtskAJ3v1CGNriN3jrY3CpWg2BMzzQMMZdUn5-Z37xxH5DiZFWCpfJ7hHCydWIGYt3cvGELYgh2MUl5YZbeSrDh751IepU-UDkJ2a_32qo9g/s320/child-rotten-teeth.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Herpes simplex virüs-1 (HSV-1) 'in ağız temasıyla bulaşıp, soğuk algınlığı, grip ve uçuk gibi çeşitli rahatsızlıklara neden olduğu bilinmekte.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Dr. Marques, anne ve babaların çatal bıçaklarını çocuklarıyla paylaşmamasını, yiyeceklerini üflemekten veya dudaklarından öpmekten kaçınmasını öneriyor.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Ebeveynlerin çocuklarının iyi bir diş sağlığına sahip olmaları için yapabilecekleri bir takım şeyler vardır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">Bunlar arasında, diş fırçalarınızın hepsini tek bir kapta tutmamak, çocuğunuzun diş macununu yutmamasına dikkat etmek, şeker alımını azaltmalarını sağlamak ve düzenli diş hekimi kontrolüne götürmek bulunmakta.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">'Çocuğunuzu düzenli olarak dişçiye götürün (ilk diş çıktıktan sonra en geç altı aya kadar diş hekimine gidebilirler' diyor Dr. Marques.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;">'İki üç yaşına kadar, boşluk, çürük ve diş gelişiminin kontrolü için her altı ayda bir diş hekimini ziyaret etmeliler."</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUU3NShLh9Pgv8AH6ufWW-_xoMB74gtfHs36YfOWKnydy14FTnCgJW0jkGCQI1tq1-r5pkoDb1-pEj_QSv5dy8fhAr-Uw0Z4fgL2hgZkJzn4lSZmbtSqu-3PYf2l62GY6lLCyHeSLdGAE/s1600/annebebk2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="225" data-original-width="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUU3NShLh9Pgv8AH6ufWW-_xoMB74gtfHs36YfOWKnydy14FTnCgJW0jkGCQI1tq1-r5pkoDb1-pEj_QSv5dy8fhAr-Uw0Z4fgL2hgZkJzn4lSZmbtSqu-3PYf2l62GY6lLCyHeSLdGAE/s1600/annebebk2.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Kaynak:</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: large;"> </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: x-small;">http://www.independent.co.uk/life-style/health-and-families/parents-kissing-children-harmful-bacteria-spread-dental-hygiene-dentist-disease-a8232131.html</span><br />
<br />
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span><span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;">.......</span><br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-68767933461701560782017-05-18T22:47:00.001+03:002018-02-14T09:16:40.216+02:00Hayatın Anlamı mı?<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixwBmb2MeMJEJEqZzYzprzpAZg_WoWfaOJk9ikKvCQOziu9unEkGZWM-puWhZEeBT1uodZ3DFnItHx3C31EdgFgbU_MCamtxk14QYEi_AS8PaxYu419RSFq_KKxWDksjPaDAxTEwwKTT8/s1600/hayat%25C4%25B1n+anlam%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixwBmb2MeMJEJEqZzYzprzpAZg_WoWfaOJk9ikKvCQOziu9unEkGZWM-puWhZEeBT1uodZ3DFnItHx3C31EdgFgbU_MCamtxk14QYEi_AS8PaxYu419RSFq_KKxWDksjPaDAxTEwwKTT8/s200/hayat%25C4%25B1n+anlam%25C4%25B1.jpg" width="131" /></a><span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: large;"></span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: large;"><span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: large;"><br /></span></span></span></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif;"><span style="font-size: large;">"Hayatın anlamı nedir?" diye soruyoruz. Ama asıl sorulacak soru: "Hayatın bir anlamı var mıdır?" Bence hayatın bir anlamı yoktur; ona yüklediğiniz anlamlar vardır. Kişiden kişiye değişen milyonlarca anlam; birbiriyle kavgalı, kanlı bıçaklı..</span></span><span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;">.</span>
<br />
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span><span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px;">.......</span><br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-61554211775031777092017-03-04T22:48:00.002+02:002017-03-07T13:50:39.823+02:00Tuvaletteki Asker (Öykü)<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEio0emMcBCxhj45HCxLdSNAsIQRujFMlAc4hvzEvuco0yL5Gvw5ehN3Vz5pwTd7Y6EMOWrIm5DD-9kD2AYRr3cpNWDM20QvCkrYeVMbBj9HeDrkaSsUId3v9rXCAq6vvsONtaLlPkDuBvk/s1600/TUVA.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="104" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEio0emMcBCxhj45HCxLdSNAsIQRujFMlAc4hvzEvuco0yL5Gvw5ehN3Vz5pwTd7Y6EMOWrIm5DD-9kD2AYRr3cpNWDM20QvCkrYeVMbBj9HeDrkaSsUId3v9rXCAq6vvsONtaLlPkDuBvk/s200/TUVA.jpg" width="200" /></a><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">"Bozukluğu
zıplatabildin mi?" diye sordum, üst ranzada yatağını
düzeltmeye çalışırken kan ter içinde kalan Selim'e. "Hayır,
olmuyor. Lanet olasıca yatak!" diyerek köpürdü. Düzeltmek
için tüm gücüyle çarşafı geriyordu ama gece boyunca üzerinde
sağa sola dönerek tepindiği çarşaf terle birlikte buruş buruştu
ve bekleneceği üzere jilet gibi olması pek mümkün değildi. Ben
ise botumu bağlarken, eğlenerek Selim'i izliyordum. Çengel
iğnelerle yatağa tutturduğum çarşaf pek kırışmadığından
yatağımı kısa sürede istenildiği şekilde toplamıştım;
üzerinde madeni bir paranın sekebileceği kadar gergin ve düzdü.</span></div>
<a name='more'></a><br />
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Üç
yanı büyük pencerelerle çevrili, yüksek tavanlı koğuşta
askerlerin bir kısmı yataklarını toplarken bir kısmı da
tuvalet ve banyoyla olan işini bitirmiş çene çalıp, atışarak
dolapların önünde giyiniyordu. Bazılarıysa kıçlarını sıcak
peteklere dayamış ısınmaya çalışıyordu. İnsan seslerinin
uğultusu altında ezilen koğuşa nöbetçi çavuş hızla girdi.
İçerideki curcunaya bir kaç saniye göz gezdirdikten sonra boynuna
astığı düdüğü uzun ve sert bir biçimde çaldı. Çıkan tiz
ses koğuşun gri ve soğuk duvarlarından yankılanıp kulak
zarımızı yırtmak istercesine üzerimize çullandı. Ardından
hakimiyetini perçinlemek istercesine "Dikkat!" diye
bağırdı. Koğuş sessizliğe gömülürken o eğlenmeye hazırdı.
Bu arada dakikalarca yatağıyla cebelleşen Selim artık pes etmiş,
kaderine razı, hazır olda çavuşun başına dikilmesini
bekliyordu.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Koğuşun,
onlarca askerin nefes ve osuruğu ile ağırlaşmış havasından
iğrenmiş gibi yaparak "Camları açın!" diye bağırdı
çavuş. Ekşittiği yüzü ile emrinin yerine getirilmesini bekledi.
Camlar açıldı hemen. Soğuk hava içeri hücum etti, bedenleri
ürperterek tüm koğuşa yayıldı. Durumdan memnun çavuş
yatakları kontrol etmeye başladı. Beğenmediklerini baştan
yaptırıyor, memleketin medarı iftiharı üniversite görmüş
beceriksiz erlerine beşer onar şınav çektiriyordu. Kısa dönem
asker olsalar da disiplin ve savaş kabiliyetine sahip olmalılar,
diye düşünüyordu her halde. Sıra bize geldiğinde keyifli, aynı
zamanda mağrur bir tavırla, "Avukat Selim, yine olmamış"
deyip, on şınav çekmesini emretti ve bir çırpıda çarşafı
yataktan ayırdı. "Tekrar dene. Düzgün olmazsa para yerine
seni zıplatırım." "Emredersiniz komutanım!" diyen
Selim şınavın ardından kızarmış suratı ve bastırdığı
öfkesi ile yatağını tekrar yaparken, bundan sonrası pek umurunda
olmayan çavuş yüzünde gizleyemediği ince tebessümle dışarı
çıktı; orduda disiplin her şeydi.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Çarşafla
tekrar cebelleşmeye başlayan Selim'i bırakarak dışarı çıktım.
Hava buz gibiydi. Şafak söküyordu. Çevredeki yapılar ve ağaçlar
karanlığın hakimiyetinden kurtulurken geceden kalan ışıklar
silikleşiyor, uzun bir mesaiye hazırlanan günün sesleri
belirginleşiyordu. Alaca aydınlık altında titreyerek, koğuş
kapısının önünde bir sigara yaktım. Temiz havaya inat, derin
bir nefes çektim. Üniversitede başlayarak tek tük içtiğim bu
merete şimdi memeye saldıran buzağı gibi yapışmıştım. Çünkü
her sabah yalnızlığıma uyanıyordum ve hasret her sabah daha da
acıtıyordu. Sevmediklerimi bile özlediğim gri bir dünyanın
içindeydim.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Koğuştan
ancak çıkabilen Selim yanıma geldi. Az önceki stresinden eser
kalmamıştı. "Şu yatağı yapmayı öğrenemedin gitti, her
sabah aynı şey," dedim. Anlamsız bir ses çıkararak
omuzlarını silkti. Arkasından gülümseyerek bakarken
"Avukatlığını bilmiyorum ama iyi bir asker olmadığın
kesin," dedim. Saçsız başı, göbeği ve hantal vücudu ile
oldukça zorlanıyordu. Ben de pek farklı değildim. Üzerimizdeki
en az birer beden büyük üniformamız, kışlık parkalarla
birlikte bizi oldukça iri gösteriyordu. İri ve hantal yeşil
kurbağalar gibiydik.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Mıntıka
temizliği için toplandık. Başımızdaki onbaşı temizleyeceğimiz
alanı gösterip, yerde tek bir izmarit ve çöp görmeyeceğini,
aksi durumda olacakları her sabah olduğu gibi kibar bir dille
hatırlattı. Baharın ilk günlerindeydik. Yağan yağmurların
azdırdığı ıslak otların içindeki izmaritleri toplarken ıslanan
ellerimiz sabah ayazının altında buz kesmişti. Bir yandan
ellerimizi ısıtmaya çalışırken diğer yandan başımız önde,
arkamızda çöp bırakmamaya dikkat ederek yürüyorduk. Selim
sırıtarak: "Bir sigara yakalım mı? Bu kadar izmarit topladık
bir tane de bizden olsun," dedi. "Saçmalama, onbaşıya
yakalanmak istemiyorum. Ne menem bir kontrol manyağı, biliyorsun
değil mi?.. Şimdi bir duvarın arkasında bizi gözlüyor
olabilir," diyerek devam etmesi için kolundan çektim. Ama beni
dinlemedi. Cebinden çıkardığı paketten bir sigara ağzına
götürürken, bir dal da bana uzattı. Önce istemedim ama kokusu
cezbediciydi. İçip içmemeyi düşünürken omuzumda bir el
hissettim; tutup tutmamak arasında kalmış utangaç bir el. Başımı
çevirip elin sahibine bakınca dehşete düştüm. Yakalanmıştık.
Ama onbaşıya değil; soluk teni, uzun ince boyuyla Kamer
karşımızdaydı. Üstü nem ve deterjan kokuyordu. Emir mi rica mı
olduğu pek belli olmayan bir ses tonuyla "içeri gelin"
dedi. Selim de şaşkın, ne yapacağını bilemez bir haldeydi.
Pırpırsız bir er de olsa biz acemiler için komutandı ve sözü
emirdi.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">
Nasıl boşa düştük, bilmiyorum. Oysa sabahları tuvaletlerin
çevresinde dolanmamaya dikkat ederdik. Bilirdik ki, tek katlı eski
binanın kapısındaki kuytuda bir avcı gibi Kamer bekler; gözü
tuvalet temizletebileceği acemi erlerde... Bu tuvaletler ki, şafak
vakti onlarca askerin akınına uğrar. Mahmur bir curcuna zamanıdır
o anlar. Zemin kattaki eskimiş giderler bu yoğunluğu kaldıracak
takatten yoksun olduğundan gitmesi gerekenler gidemez, kalır
öylece. Pek iç açıcı manzara değildir bu, güçlü mide
ister... Kamer'in buradaki şansızlığı sadece tuvalet sorumlusu
olmak değildi. Ayrıca tümü kısa dönem askerlerden oluşan bir
bölükte askerlik yapmasıydı. Yaş olarak kendisinden çokça
büyük, pek çoğu sivilde önemli görev ve mesleklere sahibi olan
acemi erlere emir vermesi, iş yaptırması oldukça zordu. Ama o her
hâlükârda şansını deniyordu.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Böyle
bir ortamda, önde komutanımız arkada biz güneş yüzü görmeyen,
yabancısı olmadığımız loş binaya girerken hâlâ bu işten
yırtabiliriz umudu taşıyordum. İçeride bizden başka kimse
yoktu. Yerdeki hortumdan ince bir su sızıyordu kararmış zemine.
Islak zemin üzerinde fırçalar, paspaslar temizlik için
bekliyordu. Bana bir fırça uzattı. Tiksinerek aldım. Selim'e de,
ne işe yaradığını hemen anladığımız uzun, ince bir demir
parçası verdi. Gözünü bizden ayırmadan, gayet ciddi bir şekilde
"Hadi, başlayın!" dedi. İşten yırtmak için aklıma
yalandan da olsa uygun bir mazeret gelmedi. Ne emredersiniz
diyebildim ne de itiraz edecek cesareti bulabildim. Bir umut arkamda
duran Selim'e baktım. Cin fikirliydi kendisi, hem de avukat. Ancak o
kurtarırdı bizi. Fakat sürekli kırptığı gözleri, sararmış
rengiyle bir tuhaftı. Düşecek gibi oldu. Kolundan yakaladım.
"Neyin var, iyi misin?" Bir iniltiyle cevap verdi. Başı
önüne düştü. Kamer'e baktım. Gözlerinde endişe ve şaşkınlık
okunuyordu: "Al götür" dedi. Acemi bir askerin başına
kalmasını istemediği belliydi. İki büklüm olmuş Selim'in
omuzuna girip dışarı çıkardım.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Revire
gitmek istemedi. Temiz havanın iyi geleceğini düşünüp
nizamiyeye çıkan yol üzerinde, bir çamın altındaki banka
oturduk. Askerler kahvaltı için toplanıyordu. Gökyüzünde
bulutlar dağılıyor, güneş yüzünü gösterecek gibi
görünüyordu. Ardımızdan hayal kırıklığıyla bize bakan
Kamer'den ve onun ıslak, karanlık dünyasından uzaklaştığıma
memnun bir şekilde içime temiz havayı çektim.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; text-indent: 1cm;">Yanımda
başını yere doğru eğmiş sessizce oturan Selim'e "İyi
misin?" diye tekrar sordum. Ses çıkarmadı. Dürttüm. Ağır
ağır başını kaldırdı. Gözlerimiz kesişince, birden ağız
dolusu bir kahkaha patlattı. Şaşkınlığıma "Bugünkü
kantin masrafları senden" diye cevap verirken ayağa kalkmış,
kahvaltı için toplananlara doğru yürüyordu.</span><br />
<br />
<div lang="zxx" style="-webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: "Times New Roman"; font-size: medium; font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: 24px; margin-bottom: 0cm; orphans: 2; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<div style="margin: 0px; text-align: right;">
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; font-size: x-small;"><i> Serhat Özcan</i></span></span></div>
</div>
<div style="margin: 0px; text-align: right;">
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><i> İstanbul 2017</i></span></div>
</div>
</div>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; text-indent: 1cm;"><br /></span>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; text-indent: 1cm;"><br /></span></div>
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-89242074132388374942017-02-10T17:47:00.001+02:002017-03-07T13:51:37.037+02:00Denizden Gelen (Öykü)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiptA_Xgbf86JlufAeS9WMdFIW9o2B-xVJhmATLKxtTk8P7B8df0zDTAHnIqWczTDUe7q2xSlR05trpHW2BimgR8Hfr-sCWHxicOGgKmddPRz7snsnLUL0yo1_ifYF5P9TqSm9zhnr39IM/s1600/33009189-The-fashionable-woman-goes-down-the-street-fall-the-autumn--Stock-Photo.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiptA_Xgbf86JlufAeS9WMdFIW9o2B-xVJhmATLKxtTk8P7B8df0zDTAHnIqWczTDUe7q2xSlR05trpHW2BimgR8Hfr-sCWHxicOGgKmddPRz7snsnLUL0yo1_ifYF5P9TqSm9zhnr39IM/s320/33009189-The-fashionable-woman-goes-down-the-street-fall-the-autumn--Stock-Photo.jpg" width="228" /></a></div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Hazırlanmam
uzun sürmedi. Çatlamış, lekelenmiş aynanın hayatım gibi yarım
yamalak yansımasında süzdüm kendimi; yorgun gözlerimin, aklar
düşmüş saçlarımın ve soluk yüzümün loş ışıktaki
belirsizliği sahte bir teselliydi her zamanki gibi. Ucuz boyalarla
saklamaya çalıştım yılların izini. Üzerimdeki eskimiş
elbiseyi çekiştirip düzelttim. Şapkamı taktım. Son kez baktım
kendime; beğenmesem de daha iyisinin olamayacağını biliyordum.</span></div>
<a name='more'></a><br />
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Uzun ve
yorucu gecenin yorgunluğuyla sarmalanmış huzursuz ruhları ve
yorgun bedenleri rahatsız etmemek için zamanın ağırlığında
yıpranmış evde yavaş adımlarla yürüyordum. Ama bu, tahta
kurtlarının delik deşik ettiği ahşabın gıcırtısını
engellemedi. Kızlardan birinin mahmur sesiyle ettiği okkalı küfrü
duymazdan gelip, dışarı çıktım.</span></div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Işık
gözlerimi kamaştırdı. Önce yüzümü buruşturdum
memnuniyetsizce, sonra öğleden sonrasının alçalan güneşinin
altında derin nefesler aldım. Boğulmuşumda yeniden
canlanıyormuşum gibi. Birkaç dakika bekledikten sonra şehrin
güneyine, dalgaların çağırdığı, martıların oynaştığı
yere yürümeye başladım. Hiç yolcusu olamadığım şehrin
aceleci arabaları, taş yolda yolcularını taşıyordu.
Beyefendiler ve hanımefendiler yolun her iki yanındaki uğramaya
korktuğum tezgahlardan alışveriş yaparken oldukça keyifliydi.
Caddeye açılan, karanlığını iyi bildiğim sokakların birinden
aniden çıkan çocuklara çarpmamak için durdum; bir şeyleri
yakalamak istercesine koşuyorlardı. "Mutluluk."
Arkalarından bakarken aklıma gelen buydu. "Mutluluğu mu
yakalamaya çalışıyorlar?" diye düşündüm. Ben
yakalayamamıştım...</span></div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Acele
etmeden yürümeye devam ettim. Şehri gün ışığında görmeyeli
epey zaman olmuştu. Görerek, duyarak, hissederek yürüdüm uzun
yolu. Her biri ayrı bir hikaye anlatan, kuytu köşelerden sızan
kokular eşlik etti bana.
</span></div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Elimdeki
küçük kağıtta ismi yazan yeri bilmiyordum. Bir gece vakti, kıyak
kafaların sersemliğinde, yüzünü bile hatırlamadığım adam
tutuşturmuştu elime. "İki gün sonra, güneş batmadan..."
diye not düşmüş, altına da sahilde olduğu aşikar bir adres
karalamıştı. Birkaç kişiye sorduktan sonra yeri bulabildim.
Kıyıda, derme çatma bir kafeydi. Müşteri bekleyen boş masalar,
onları bekleyen yaşlı adam ve ben; başka kimse yoktu görünürde.
Masalardan birine oturdum. Şaşırmış görünen yaşlı adam bir
şey isteyip istemediğimi sordu. "İstemem," dedim.
"Bekleyeceğim, mahsuru yoksa?" Cevap vermeden, sessizce
yanımdan uzaklaştı.
</span></div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Gelmekle
doğru yapmış mıydım, bilmiyorum. Evdeki kızları düşündüm;
henüz kalkmışlardır yataklarından. Geceye hazırlanıyorlardır
şimdi. Bense adetim olmayan bir değişiklik yapmış, erkenden
kalkıp bir kağıt parçasının peşine takılmıştım. Gelip
gelmeyeceği belli olmayan bir adamı bekliyordum. Her zamanki gibi
karanlık sokaklardan birinin köşebaşında, ya da alkol ve tütün
kokusunun idrar kokusuna karıştığı ucuz bir mekanda olmak
yerine, sevgilisini bekleyen genç bir aşık gibi gün batımında
denize karşı oturmuştum. Gölgeler iyiden iyiye uzamıştı.
Uzaklara, ufuk çizgisine bakarken hayatımın hep beklemek üzerine
kurulduğunu fark ettim. Beklemek; en kısası bile çok uzundu,
istenmeyen bir ömür gibi. Gözlerimi kapadım. Dalgaların ve
martıların sesini dinledim. Kısa bir süre sonra düşlerimin
ortasına insan sesleri karıştı. Ardı ardına kıyıya yanaşan
irili ufaklı teknelerin etrafında, martıların da katıldığı
bir curcuna başlamıştı. Sanırım masalar müşterilerine
kavuşmak üzereydi.
</span></div>
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Denizden
gelen adamlar hoyrat şakaları, sert çıkışmaları ile birer
ikişer masaları doldururken ıssızlık son bulmuştu. Yaşlı
adamın gözleri gülüyordu. Çocuklarına kavuşmuş biri gibi
heyecanla masalar arasında mekik dokumaya başladı. Masalara
kurulan bu hırçın ve sert adamlar ete olan özlem ve
düşkünlüklerini belli edercesine süzüyorlardı beni. Alışıktım
buna ama yine de kalkıp gitmek istedim; eğer bana doğru hızla
yaklaşan adamı görmesem daha fazla beklemeyecektim.
</span></div>
<br />
<div lang="zxx" style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Uzun
boylu, insan irisi, hırpani kılıklı adam kabalığından
beklenmeyecek yumuşak bir öpücük kondurdu yanağıma. Elimi
tuttu. Elindeki kağıda sarılı paketi uzatırken "Geldiğine
sevindim," dedi. <span style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial;">"Nedir
bu?" "Sana, bir hediye. Uzaklardan." Ellerinin
arasında kayboldu elim. Koca adımlarıyla arkasından çekiştirerek
şehrin karanlık sokaklarına çekti beni. Acelesi vardı. Benim de.
Bir müşteri daha bulabilmek adına işin kısa sürmesini umdum. </span></span><br />
<div style="text-align: right;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; font-size: x-small;"><i>Serhat Özcan</i></span></span></div>
<div style="text-align: right;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><i>İstanbul 2016</i></span></div>
</div>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-79624343896303174352016-12-31T15:37:00.001+02:002016-12-31T23:52:29.273+02:00Korkarak Yeni Yıla Girmek<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0jr3X0QVlZUbxbJamAJdd91_M3aFuP5r-mxdsl_yLDkh836hLBH9TmKWHBNfDW45hbBG2wYbE901xzzO5ax9D1pIsPvlobPCxV2_3tnclbLC-1scOAc6_d7YbmcweD_RpB54oURDb5rk/s1600/images+%25287%2529_edited.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="162" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0jr3X0QVlZUbxbJamAJdd91_M3aFuP5r-mxdsl_yLDkh836hLBH9TmKWHBNfDW45hbBG2wYbE901xzzO5ax9D1pIsPvlobPCxV2_3tnclbLC-1scOAc6_d7YbmcweD_RpB54oURDb5rk/s320/images+%25287%2529_edited.jpg" width="320" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Dışarıda ince bir kar yağıyor. Günlerdir, başladı başlayacak denerek, son dakika haberlerinde üzerimize gelen bir felaketmiş gibi bahsediliyordu. Sanki Kalahari çölünde yaşıyoruz da, ömrümüzde hiç kar görmemişiz gibi davranan internet medyasına rağmen huzur verici yağan bir kar. Üstelik 2016 yılının son gününe denk gelerek beyaz yüzünü dünyanın karanlığına inat gösteriyor.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Yılın son gününde bilgisayarın başına oturmuş, yeni yıl için iyi dileklerde bulunmayı düşünüyordum. Birden çok saf olduğumu fark ettim. Yıllardır insanlık adına hangi dileğimiz yeni yılda vuku buldu ki. Çünkü i</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">yi şeyler dileyip kötü şeyler yapan insanlarız biz. </span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Geçen yılı düşünelim. İyi dileklerde bulunduğunuz bir yıldı. Ama çok</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> korktuk. Korkuttular bizi. </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Kör kurşunlardan, sokaklarda parçalanmaktan, dört duvar arasında kalmaktan, işsiz olmaktan, hastalanmaktan, sevdiklerimizi kaybetmekten, </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">aç kalmaktan, </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">kısacası yaşamaktan korktuk. </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bazılarımız sadece korkmakla kalacak kadar şanslı değildi. </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">İnsan olmak ağır yük oldu.</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bu yüzden bu yıl ateş gibi yakan 2016' dan kurtulduğumuza sevinelim önce ve sonra, tutmayan iyi dileklerimize inat önümüzdeki yıl için kötü şeyler dileyelim; belki tersten okunuyordur hayat. Bir deneyelim...</span>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-60149633704403809112016-12-12T21:31:00.001+02:002016-12-12T22:26:09.299+02:00Kaçmak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCMHE1blckVlSky1W5x6kOdHnxP1oH-sQN_ie0rkX2mMuwFX6m6DneVyPCFCm93KpVIqT6RVii09lxjVs7r7GFhh6iLYF5UxmePb21kqO8vhBlqxVus65OHw2dX_t12Slc8HtjUNo7GVw/s1600/images+%25286%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="248" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCMHE1blckVlSky1W5x6kOdHnxP1oH-sQN_ie0rkX2mMuwFX6m6DneVyPCFCm93KpVIqT6RVii09lxjVs7r7GFhh6iLYF5UxmePb21kqO8vhBlqxVus65OHw2dX_t12Slc8HtjUNo7GVw/s400/images+%25286%2529.jpg" width="400" /></a></div>
<i><b><span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace;"><br /></span></b></i>
<br />
<div style="text-align: center;">
<i><b><span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace;"><i><b><span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace; font-size: large;">Nasıl beceriyorsun bunu</span></b></i></span></b></i></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div style="text-align: center;">
<i><b><span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace; font-size: large;">sonsuz evrendeki iğne ucu kadar yerin ile </span></b></i></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace; font-size: large;"><b><i>bunca kötülüğü nasıl var edebildin </i></b></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace; font-size: large;"><b><i><br /></i></b></span></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div style="text-align: center;">
<i><span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace; font-size: large;"><b>bunu kaldıracak kadar büyük değil ki yüreğim</b></span></i></div>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<div style="text-align: center;">
<b style="font-family: "Courier New", Courier, monospace;"><i><span style="font-size: large;">bir çukur kazıp saklanmaktan başka</span></i></b></div>
<div style="text-align: center;">
<b style="font-family: "Courier New", Courier, monospace;"><i><span style="font-size: large;">yapabileceğim bir şey yok </span></i></b></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: center;">
<b style="font-family: "Courier New", Courier, monospace;"><i><span style="font-size: large;">derine daha derine</span></i></b></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace; font-size: large;"><b><i>kirletmesin kanın beni</i></b></span></div>
<div style="text-align: center;">
<b style="font-family: "Courier New", Courier, monospace;"><i><span style="font-size: large;">ne sen beni gör ne ben seni duyayım</span></i></b></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "courier new" , "courier" , monospace; font-size: large;"><b><i>işte budur kirliliğinde dileğim...</i></b></span></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-15297596028965556792016-12-08T11:58:00.003+02:002017-01-19T13:48:38.263+02:00YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!<div style="text-align: center;">
<a href="http://bit.ly/2gMDScD" target="_blank"><img alt="haydar-colakoglu-yolo-uygulama" src="http://media.boomads.com/images/offer/haydar-colakoglu-yolo-uygulama.jpg" height="560" width="560" /></a></div>
<b><i>Ulaşımda En Pratik Yol O! </i> sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı <a href="http://bit.ly/2gMDScD" target="_blank">YOLO</a>.</b><br />
<b>YOLO</b>, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.<br />
<b>YOLO</b>’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.<br />
<a name='more'></a><br />
<div style="text-align: center;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEi7d3Y8hU91-RqmQ7aKcgU2JmxsKPENrI0FgI4dSePKk5-WghFvJx3Fa_nON1E-WRlYUczwUHwKm6-VoPB0IbE1eKZx4dKMmcNTkibDe8AAydKhAKxgdiKy8_p9nuF0PhGG1lQbtdBCBqQt_9Xmd8sapnVhRjOs8q20ni3Bxlv_v2yvctN7nvGNhh8=" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="haydar-colakoglu-teb-genel-mudur" border="0" src="http://media.boomads.com/images/offer/haydar-colakoglu-teb-genel-mudur.jpg" style="height: 312px; width: 480px;" /></a></div>
<br /></div>
YOLO, <b>TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU </b>başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor.<br />
<div style="text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEhUo18RkMZcwz_qkU1-JXuXhfmXHquKumYUJEpU2spqqFr4jQOsPzlFvJD9umols32J2AfujBdSm9Cf6ZIEexNfYPtveRp9nmfWP-khrjcN1BVH5qE_C76dvp2JwP-OdmpK6x0DR9_N1807Hw_bUglX_Ed1FNf1FCedtQLHNQ6mwc8=" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="haydar-colakoglu-teb" border="0" src="http://media.boomads.com/images/offer/haydar-colakoglu-kimdir.jpg" style="height: 312px; width: 480px;" /></a></div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEgWCr-b6FzeL9PPNZfH8EI90uIiOHEfVDkiwmqaE21eM3LH14u7Dyke_gODpQ9YCs0zaoFQqcXya5UyZjIOIhBdLyBCNNmu3C-YNSkAuXOM9GEiTLmkjNfAnwujHj_QCioOGHID5jdTnt201gh9pPEgp9W94c63OBrFxF2xTM-C=" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" border="0" src="http://media.boomads.com/images/offer/haydar-colakoglu-yolo.jpg" style="height: 480px; width: 480px;" /></a></div>
Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan <b>YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU</b> şunları söyledi;<br />
“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.<br />
<b>YOLO</b> yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir.<br />
Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.<br />
<div style="text-align: center;">
<img alt="haydar-colakoglu-yolo-turkiye" src="http://media.boomads.com/images/offer/haydar-colakoglu-yolo-turkiye.jpg" style="height: 320px; width: 480px;" /></div>
Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan <b>YOLO</b> ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.<br />
Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza <b>15 Aralık - 4 Ocak </b>tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”<br />
GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için <a href="http://bit.ly/2gMDScD" target="_blank"><b>www.yolo.com.tr</b></a> adresinden YOLO’ ya ulaşabilir <a href="https://www.instagram.com/yolo_turkiye/" target="_blank">@yolo_turkiye</a> Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.<br />
<br />
<span style="font-size: 80%;">Bir <a href="http://www.boomads.com/?client=2dde1d1e2c57496380fea21cf4e9b7ef&offerid=1718" rel="nofollow" target="_blank" title="boomads">boomads</a> advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">
boomads_offer_client = "2dde1d1e2c57496380fea21cf4e9b7ef";
boomads_offer_id ="1718";
</script>
<script src="http://counter.boomads.com/scripts/offer.js" type="text/javascript"></script>
<!-- Blogger automated replacement: "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEhUo18RkMZcwz_qkU1-JXuXhfmXHquKumYUJEpU2spqqFr4jQOsPzlFvJD9umols32J2AfujBdSm9Cf6ZIEexNfYPtveRp9nmfWP-khrjcN1BVH5qE_C76dvp2JwP-OdmpK6x0DR9_N1807Hw_bUglX_Ed1FNf1FCedtQLHNQ6mwc8=" with "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEhUo18RkMZcwz_qkU1-JXuXhfmXHquKumYUJEpU2spqqFr4jQOsPzlFvJD9umols32J2AfujBdSm9Cf6ZIEexNfYPtveRp9nmfWP-khrjcN1BVH5qE_C76dvp2JwP-OdmpK6x0DR9_N1807Hw_bUglX_Ed1FNf1FCedtQLHNQ6mwc8=" --><!-- Blogger automated replacement: "https://images-blogger-opensocial.googleusercontent.com/gadgets/proxy?url=http%3A%2F%2Fmedia.boomads.com%2Fimages%2Foffer%2Fhaydar-colakoglu-kimdir.jpg&container=blogger&gadget=a&rewriteMime=image%2F*" with "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEhUo18RkMZcwz_qkU1-JXuXhfmXHquKumYUJEpU2spqqFr4jQOsPzlFvJD9umols32J2AfujBdSm9Cf6ZIEexNfYPtveRp9nmfWP-khrjcN1BVH5qE_C76dvp2JwP-OdmpK6x0DR9_N1807Hw_bUglX_Ed1FNf1FCedtQLHNQ6mwc8=" --><!-- Blogger automated replacement: "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEi7d3Y8hU91-RqmQ7aKcgU2JmxsKPENrI0FgI4dSePKk5-WghFvJx3Fa_nON1E-WRlYUczwUHwKm6-VoPB0IbE1eKZx4dKMmcNTkibDe8AAydKhAKxgdiKy8_p9nuF0PhGG1lQbtdBCBqQt_9Xmd8sapnVhRjOs8q20ni3Bxlv_v2yvctN7nvGNhh8=" with "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEi7d3Y8hU91-RqmQ7aKcgU2JmxsKPENrI0FgI4dSePKk5-WghFvJx3Fa_nON1E-WRlYUczwUHwKm6-VoPB0IbE1eKZx4dKMmcNTkibDe8AAydKhAKxgdiKy8_p9nuF0PhGG1lQbtdBCBqQt_9Xmd8sapnVhRjOs8q20ni3Bxlv_v2yvctN7nvGNhh8=" --><!-- Blogger automated replacement: "https://images-blogger-opensocial.googleusercontent.com/gadgets/proxy?url=http%3A%2F%2Fmedia.boomads.com%2Fimages%2Foffer%2Fhaydar-colakoglu-teb-genel-mudur.jpg&container=blogger&gadget=a&rewriteMime=image%2F*" with "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEi7d3Y8hU91-RqmQ7aKcgU2JmxsKPENrI0FgI4dSePKk5-WghFvJx3Fa_nON1E-WRlYUczwUHwKm6-VoPB0IbE1eKZx4dKMmcNTkibDe8AAydKhAKxgdiKy8_p9nuF0PhGG1lQbtdBCBqQt_9Xmd8sapnVhRjOs8q20ni3Bxlv_v2yvctN7nvGNhh8=" --><!-- Blogger automated replacement: "https://images-blogger-opensocial.googleusercontent.com/gadgets/proxy?url=http%3A%2F%2Fmedia.boomads.com%2Fimages%2Foffer%2Fhaydar-colakoglu-yolo.jpg&container=blogger&gadget=a&rewriteMime=image%2F*" with "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEgWCr-b6FzeL9PPNZfH8EI90uIiOHEfVDkiwmqaE21eM3LH14u7Dyke_gODpQ9YCs0zaoFQqcXya5UyZjIOIhBdLyBCNNmu3C-YNSkAuXOM9GEiTLmkjNfAnwujHj_QCioOGHID5jdTnt201gh9pPEgp9W94c63OBrFxF2xTM-C=" --><!-- Blogger automated replacement: "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEgWCr-b6FzeL9PPNZfH8EI90uIiOHEfVDkiwmqaE21eM3LH14u7Dyke_gODpQ9YCs0zaoFQqcXya5UyZjIOIhBdLyBCNNmu3C-YNSkAuXOM9GEiTLmkjNfAnwujHj_QCioOGHID5jdTnt201gh9pPEgp9W94c63OBrFxF2xTM-C=" with "https://blogger.googleusercontent.com/img/proxy/AVvXsEgWCr-b6FzeL9PPNZfH8EI90uIiOHEfVDkiwmqaE21eM3LH14u7Dyke_gODpQ9YCs0zaoFQqcXya5UyZjIOIhBdLyBCNNmu3C-YNSkAuXOM9GEiTLmkjNfAnwujHj_QCioOGHID5jdTnt201gh9pPEgp9W94c63OBrFxF2xTM-C=" -->Hayata Dairhttp://www.blogger.com/profile/14769697664585484909noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-72590979555541208372016-12-07T11:44:00.000+02:002016-12-08T19:29:04.293+02:00İftarlık Gazoz<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzz47hasZNiPK86NfcyGdJSLeTGC2_edqQmDdMTXnq6O8JmSxypKSB9fCzT3Xqe8Gea_Qf3CNpetYSngwzadLVlewHOqCbZqbFtfIsPMl9pqnHp38DIBXD2_C5HGieFBQKpbcLqMGb4QM/s1600/%25C4%25B0ftarl%25C4%25B1k-Gazoz-2016-Full-HD-Tek-Part-izle.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzz47hasZNiPK86NfcyGdJSLeTGC2_edqQmDdMTXnq6O8JmSxypKSB9fCzT3Xqe8Gea_Qf3CNpetYSngwzadLVlewHOqCbZqbFtfIsPMl9pqnHp38DIBXD2_C5HGieFBQKpbcLqMGb4QM/s200/%25C4%25B0ftarl%25C4%25B1k-Gazoz-2016-Full-HD-Tek-Part-izle.jpg" width="142" /></a></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Daha önce konusunu okumadığım, fragmanını izlemediğim bir filmdi <i>İftarlık Gazoz</i>. Evde izleme fırsatı bulduğumda, muhtemelen pek çok izleyici gibi, Cem Yılmaz adına istinaden bir komedi filmi izleyeceğimi düşünmüştüm. Ama şaşkınlık ve beğeniyle, içinde mizahın da eksik olmadığı bir dram filmiydi izlediğim. </span><br />
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Senar<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">yosu</span> ve</span> yönetmenliği<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Yüksel Aksu<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">'ya ait olan</span> bu filmde he<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">m <span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">görüntü<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> hem oyunculuk oldukça iyi. Ayrıca ortaya çıkarılan hikaye kaybol<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">maya yüz tutmuş insancıl bir sıcaklığı, ap<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">olit<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">ik toplumun siyaseten şaşkınlığını, iradenin inanç üzerindeki etkisini gözlerimizin önüne seriyor. </span></span></span></span></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span></span></span></span></span></span></span>
<br />
Film hakkında geniş bilgi için : http://www.beyazperde.com/filmler/film-230878/<br />
<br />
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-42501675905222996932016-11-02T16:21:00.000+02:002018-07-27T14:28:21.057+03:00Alay Etmek Suç mu?<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhf2TZeBS2vhATWb2Jug6RIVL_Lhw0X04uPSQvFDoyDpvM4VDRPZFatavkAAcD7LxeV4ftVaGKM_4R0lX4HO2591UBkvD8sLpZ7xPMGn3OF4NphVasPwr4aIp8KFLqVBNcGw2_r8j3VGlY/s1600/indir.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhf2TZeBS2vhATWb2Jug6RIVL_Lhw0X04uPSQvFDoyDpvM4VDRPZFatavkAAcD7LxeV4ftVaGKM_4R0lX4HO2591UBkvD8sLpZ7xPMGn3OF4NphVasPwr4aIp8KFLqVBNcGw2_r8j3VGlY/s1600/indir.jpg" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Toplumumuzda, insanların eksiklikleri, davranışları, hastalık ve özürleriyle dalga geçmek, bunları alay konusu yapmak oldukça yaygın bir davranış.</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">(çocukların da yetişkinlerden öğrendiği bir durum) </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Sadece bireysel değil kültürel ve etnik farklılıklardan dolayı da bir aşağılamanın, hatta şiddetin hedefi olunabilmekte. </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Örneğin bir kişinin burnu büyük, başı kel, tipi kayık, kötürüm vs. denip güç getirilebilse karşısında, getirilemezse arkasından gülünmesi, alay edilmesi, çekiştirilmesi ya da bir toplumun diline, kültürüne kast edilmesi, edene destek olunması, doğaya ve canlılara zarar verilmesi bu olumsuz durumun örneklerini oluşturmakta.</span><br />
<a name='more'></a><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Bu durum insani olmadığı gibi ilahi olarak da büyük bir sorun. Yukarıdaki davranışlara sahip yetişkinler </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">inandığımız şekliyle yeri,göğü ve içindeki tüm canlıları yaratan; insanı ve onun fiziksel, kültürel varoluşunu sağlayan Allah'a (c.c.) "senin yaptığın işi beğenmedim, böyle dalga geçerim, senin yarattıklarına istediğim gibi zulmedip yok edebilirim" demiş olmuyor mu? B</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">unu diyebilen biri varsa, bu cesareti nereden bulmakta? İnanmamaktan ya da aklını şeytana teslim etmiş olmaktan başka hangi güç bunu yaptırabilir? Aptallık ve delilik dışında... </span>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-92090490968556967762016-10-11T17:23:00.000+03:002016-10-12T11:58:34.361+03:00Meme Kanseri Riskinizi Azaltın<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYRKOeXSwnNn4DG425AiDdhfD1F0MyxZupeMyIrQl6wyRQTS6r9DVplw1fSkBNfO_mXWI_MsxLKyi1QUDs5hN8LJDzTrRL8lRnjcPjLZelpbg1Btalos3ccEwrUFxk3eKZAIpXHpjOCtc/s1600/indir+%25281%2529.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYRKOeXSwnNn4DG425AiDdhfD1F0MyxZupeMyIrQl6wyRQTS6r9DVplw1fSkBNfO_mXWI_MsxLKyi1QUDs5hN8LJDzTrRL8lRnjcPjLZelpbg1Btalos3ccEwrUFxk3eKZAIpXHpjOCtc/s1600/indir+%25281%2529.jpg" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">İnsanlığın başına musallat olmuş olan, daha doğrusu doğaya ve hayata karşı duruşu nedeniyle kendine musallat ettiği en öldürücü, yıpratıcı hastalıklardan biri olan Kanser korkutucu yüzünü arttırarak göstermeye devam ediyor. Bilgilendirmeler, araştırmalar, denenen yeni tedavi yöntemleri, alınan tedbirler derken yıllar geçiyor ve biz bu illetten kurtulamadığımız gibi, doğasıyla, toplumuyla tüm dünyayı yaşam tarzımızla kanserleştiriyoruz.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Kendimize bahşettiğimiz bu kanser türlerinden biri daha çok kadınlarda görülen Meme Kanseridir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda en sık rastlanan türdür. Pek çok hastalıkta olduğu gibi erken teşhis çok önemli. Hastalığın yayılmadan teşhisiyle uygulanan tedaviler %96'lık bir başarıyla </span><span style="font-family: verdana, sans-serif;">meme kanserine karşı</span><span style="font-family: verdana, sans-serif;"> hastayı yaşamda tutabiliyor. Bu nedenle tüm dünyada Ekim ayı Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı olarak kabul edilerek eğitim ve taramalarla değerlendirilmesi amaçlanıyor.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"></span><br />
<a name='more'></a><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bu vesileyle faydalı olacağını düşünerek Acıbadem Maslak Hastanesinde görevli tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Özlem Er'in Meme Kanseri Riski'ni azaltacağı düşünülen 10 yöntemini sizinle paylaşıyorum. </span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<br />
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">1. Anne olmayı geciktirmeyin</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Doğum yapmak, özellikle de 30 yaşından önce ilk doğumu yapmış olmak, meme kanseri riskini azaltan önemli bir faktör. Üstelik bu risk her doğumla yüzde 7 oranında azalıyor.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">2. Bebeğinizi bol bol emzirin</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Meme kanseri sıklıkla 50 yaşından sonra görülse de, menopoz öncesi dönemde de, yani genç yaşlarda da gelişebiliyor. Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan kadınlarda risk daha yüksek oluyor. 30 ülkede 150 bin kadını kapsayan 47 çalışmanın tümü değerlendirildiğinde; emzirmenin meme kanseri üzerindeki koruyucu etkisi gösterilmiş. Yapılan çalışmalarda 12 ay emziren kadınlarda meme kanseri riskinin yüzde 4 oranında azaldığı tespit edilmiş</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">3. Formda kalın</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Aşırı kilolu veya obez olmak meme kanseri riskini artırıyor. Bunun nedeni ise kilolu kişilerde kandaki cinsiyet hormonları, insülin ve insülin büyüme faktörü 1 ile bel çevresi kalınlığının artması. Tüm bu faktörler de meme kanseri açısından risk oluşturuyor. Menopoz sonrası kilo almak meme kanseri riskini daha da artırıyor. Çünkü bu dönemde kadınlarda meme kanseri riskini artıran östrojen hormonunun ana kaynağını yağ oluşturuyor.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">4. En az 5 porsiyon sebze-meyve tüketin</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Yağ içeriği yüksek olan besinler uzun süre tüketildiklerinde, meme kanseri risk faktörü olan östrojen hormonunun düzeyi yükseliyor. Bunun sonucunda da kansere yakalanma riski artırıyor. Bu nedenle aldığınız total enerjinin sadece yüzde 20-25’i yağdan gelmeli. Risk faktörüne sahip değilseniz bu oran yüzde 30’lara çıkabiliyor. Günde 5-6 porsiyon sebze meyve tüketmeniz de çok önemli. Bunun nedeni ise sebze ve meyvelerin içerdikleri antioksidanlar sayesinde meme kanseri riskini azaltabilmeleri. Haftada 5 kez kırmızı et yenilmesiyle meme kanseri riskinde artış olduğunu gösteren çalışmalar da mevcut. Dolayısıyla meme kanserinden korunmak için kırmızı et tüketimini abartmayın.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">5. Haftada 150 dakika egzersiz yapın</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Yapılan araştırmalar her gün aktif spor yapmanın meme kanseri riskini azalttığını ortaya koyuyor. Uzmanlar, meme sağlığı için haftada 150 dakika yürüyüş ve pilates gibi aerobik egzersiz veya 75 dakika ağır spor ve haftada 2 kez kardiyo çalışması öneriyor. Fiziksel egzersiz ile kanser arasındaki ilişkinin, insülin direnci, salgılanan büyüme faktörleri ve bağışıklık sistemi ile bağlantılı olduğu düşünülüyor. Sedanter yaşam kanser riski açısından bağımsız bir risk faktörü olarak kabul ediliyor</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">6. Uzun yıllar doğum kontrol hapı kullanmayın</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bazı çalışmalar; doğum kontrol haplarını 10 yıldan uzun süre kullanan kadınlarda, hiç kullanmayanlara göre meme kanseri riskinin az da olsa arttığı tespit edilmiş. Kullanımı bırakınca 10 yıl sonra risk tekrar normale dönüyor. Bu nedenle doğum kontrol hapı kullanmadan önce, diğer risk faktörlerinizin değerlendirilmesi için doktorunuzla görüşmeniz çok önemli. Günümüzde kullanılan düşük dozlu doğum kontrol hapları ise meme kanseri riskini artırmıyor.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">7. Menopoz döneminde hormondan kaçının</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bundan 10 yıl öncesine dek, menopoza bağlı ateş basması, terleme gibi yakınmaları ve osteoporozu önlemek için östrojen ile progesteron içeren hormon tedavileri yaygın olarak kullanılıyordu. Ancak çalışmalar gösterdi ki kombine hormon tedavisinin (östrojen+progesteron) menopoz sonrası dönemde 3-5 yıldan uzun süre kullanımı meme kanseri riskini artırıyor. Bu yüzden hormon tedavisi tıbbi gereklilik durumları dışında önerilmiyor. Östrojenin tek başına kullanımı ise meme kanseri riskini artırmıyor.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">8. Alkol kullanımını sınırlayın, sigara içmeyin</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Alkol kullanımı arttıkça meme kanseri gelişme riski de artıyor. Bunun nedeni ise alkolün, besinlerden aldığımız ve meme kanserini önlemede etkisi olan folat maddesinin kandaki miktarını azaltması. Çalışmalar, her gün düzenli olarak 3 kadeh ve daha fazla alkol tüketen kadınlarda meme kanseri riskinin tüketmeyenlere oranla yüzde 40 daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Alkol tüketiyorsanız, günde bir kadehle sınırlandırmanız çok önemli. Çalışma sonuçları, sigara ile meme kanseri arasında da bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bu risk menopoz öncesi dönemde daha belirginleşiyor.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br />
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">9. Gelişigüzel vitamin takviyesi almayın</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Vitamin D düzeyi düşük kişilerde bunun yerine konması hem meme hem kemik sağlığı açısından yarar sağlıyor. Ancak doktorunuz önermediği takdirde, eş dost tavsiyesi ile vitamin desteği almayın. Aksi takdirde ciddi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Herhangi bir vitamin desteği almadan önce doktorunuza mutlaka danışmayı ihmal etmeyin. Hekiminiz muayene ve tetkikler sonucunda vitamin takviyesine ihtiyacınızın olup olmadığını belirleyecektir.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">10. Ailenizdeki kanser öyküsünü öğrenin</strong><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Anne, baba ve kardeşlerin yanı sıra teyze, hala amca ve kuzenlerdeki meme, over (yumurtalık), rahim ve kalın bağırsak kanser öyküsünü öğrenmeniz, ailenizden gelen genetik risk faktörlerinin belirlenmesinde büyük önem taşıyor. Erken yaşlarda kanser görülmesi veya belli bir kanser tipinin fazla görülmesi kalıtımsal risk faktörünü artırıyor. Bu durumun belirlenmesi de erken tanı konulmasında, hatta önlenmesinde büyük önem taşıyor. Meme kanseri riski yüksek kişilerde hastalığın gelişimini önlemek amacıyla ilaç kullanımına başlanıyor. Dolayısıyla risk grubunda olup olmadığınızı öğrenmek için risk profilizin belirlenmesi gerekiyor.</span></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<strong><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Düzenli mamografi tetkiki şart</span></strong></div>
<div style="color: #666666; font-size: 14px; line-height: 18px; padding: 0px; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Meme kanserinden korunmaya yönelik önlemleri almak çok önemli olsa da, risk devam ediyor. Bu nedenle 40 yaşından itibaren düzenli mamografi ve doktor kontrollerinizi yaptırmayı asla ihmal etmemeniz gerekiyor. Memenizde şekil değişikliği, kitle veya meme başında pullanma ile kanlı akıntı gibi durumlar gözlerseniz, mutlaka doktora başvurun. Unutmayın ki meme kanserinde erken tanı sayesinde ölümler engellenebiliyor.</span></div>
<br />
<br />
Kaynak: www.acibadem.com.tr<br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-9455818307717173" data-ad-slot="3595144446" style="display: inline-block; height: 100px; width: 320px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-47240967412287325192016-10-05T13:11:00.002+03:002016-10-11T14:49:25.139+03:00Hayata ve Topluma Karşı Cehalet<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwG0QeocG0gpfAIO4r9-NYCR-RATcNf3U3BatKlU8Ikj8CBvQGmUDoQOUKIJp0YYVmDkhF1DDBWm0tYuT1mejVlRkGs3h0eZXIl-LMz6xtYolH5ohOTvivQQTm8gpxoe4xGZPVAQVPT9A/s1600/cehalet3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwG0QeocG0gpfAIO4r9-NYCR-RATcNf3U3BatKlU8Ikj8CBvQGmUDoQOUKIJp0YYVmDkhF1DDBWm0tYuT1mejVlRkGs3h0eZXIl-LMz6xtYolH5ohOTvivQQTm8gpxoe4xGZPVAQVPT9A/s1600/cehalet3.jpg" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Dünyadaki bilgi her geçen gün kat be kat artarak fazlalaşıyor. Elde edilen tüm bu bilgileri birey olarak kafamızda tutmamız mümkün değil. Kendi alanımızla alakalı, gerektiği kadarını bilmek yeterli oluyor. Bu maddi dünyaya ilişkin bilgi sadece teknolojik ilerlemeyi değil toplumsal yaşamın dizaynında da önemli bir etken. Ama toplumsal yaşama, düşüncelere, davranışlara müdahalede nesnelere dair bilgiden çok toplumsal bilgi asıl etkeni oluşturuyor. Hayata ve topluma karşı cehalet işte bu bilginin eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu çoban-sürü ilişkisine neden olan bir eksiklik. Bu yüzden bizler savaşlar, felaketler, ölümlerle karşılaşınca bunların başımıza neden geldiğini anlayamıyor, "ne olacak bu dünyanın hali" diye soruyoruz. Çünkü bilmiyoruz ve bir avuç insanın, milyarlarca insanı nasıl olup kendi istemleri doğrultusunda yönlendirebildiğine akıl sır erdiremiyoruz, erdiremediğimiz gibi pek çoğumuz bunun farkında bile olamıyor.</span><br />
<a name='more'></a><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b><i>Cehalet Nedir?</i></b></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b><i><br /></i></b></span>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg63dXlTSe2tLmzWNptcEeUAZwXC8IVR6KEydll_lq_JEhBuAYO6_yqGHhLuw2ORwwQCKbQPjCdFDOwdgBjO-ejD25AAssvpAjdffP-NHGtNVPkp6nzu1adx1sO8ryo0AEfJkeQIko2fD4/s1600/cehalet1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg63dXlTSe2tLmzWNptcEeUAZwXC8IVR6KEydll_lq_JEhBuAYO6_yqGHhLuw2ORwwQCKbQPjCdFDOwdgBjO-ejD25AAssvpAjdffP-NHGtNVPkp6nzu1adx1sO8ryo0AEfJkeQIko2fD4/s1600/cehalet1.jpg" style="cursor: move;" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Cehalet dünyaya, olgulara, topluma ve bireylere karşı bilmezlik durumudur. İkiye ayrılabilir: maddi dünyaya dair bireysel; kendimizi içinde var ettiğimiz topluma dair sosyal cehalet. Cahilliğin b</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">ilgisizlikten farkı içinde olduğu bilmezliği kabul etmemesidir. Bilgisizlik giderilebilir ama cehaletin aşılması için büyük çaba gerekir. </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bu bilmezlik durumu verilmesi gereken doğru tepkilerin ortaya konamamasına neden olur. İnsanın, kendi aleyhine, adına </span><i style="font-family: verdana, sans-serif;">ahmaklık </i><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">denen </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">davranışların öznesi olması bu yüzdendir. Bu nedenle, toplumsal hayatın şekillenmesinde ve iyi-kötü tüm eylemlerin oluşmasında az ya da çok katkısı olan bireyden ötürü, toplumsal cehalet insanlık </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">için</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> hayati bir önem taşır.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Cehaletle ilgili en önemli sorun, cehaletten muzdarip bireyin ve toplumun "delilik" gibi bunun farkında olamamasıdır. Çünkü bunun farkında olabilmesi için bile asgari olarak doğru bir bilgiye ve bu bilgiye dayanarak çıkarım yapabilecek bir beyin aktivitesine ihtiyacı vardır. Bu nedenle diye biliriz ki, c</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">ehalet kendini de bilmeme durumudur. </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bu yüzden hepimiz cehalet konusunda makul şüpheliyiz.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiov2UD81ozNU-GjhQ7-wFtaDtunVzLNuNzd4BuGSENTHOwrO9cfoE0nm0SU-dfWPed7mLQRU8ojrhG8Wd1yaxBLjRPC8TFQT_VN-rb8yc54NZkwydaQxmLfvpbo6JpMRpTuCfCmaZCUM/s1600/cehalet2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiov2UD81ozNU-GjhQ7-wFtaDtunVzLNuNzd4BuGSENTHOwrO9cfoE0nm0SU-dfWPed7mLQRU8ojrhG8Wd1yaxBLjRPC8TFQT_VN-rb8yc54NZkwydaQxmLfvpbo6JpMRpTuCfCmaZCUM/s1600/cehalet2.jpg" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Cahillikten kurtulmak için öncelikle gerçeğe, doğruya ve iyiye açık olmak, insani olarak bunu istemek gerekli. Bazılarımız için i</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">şimize gelmeyen, hoşlanmadığımız gerçekleri görmemek adına cehalet sığınılacak bir liman işlevi de görüyor. Bilerek ve istenerek topluma enjekte edilen cehaletten kurtulmak için oldukça büyük bir çabaya ve emeğe ihtiyaç olduğunu söylemek yanlış olmaz. Beynin çıkarım yapabilmesi, doğruyu ve iyiyi ortaya çıkarabilmesi için kendisine doğrudan ulaşacak bilgiye ihtiyacı vardır. Bilginin doğru yanlış olmasından daha önemli olan bu bilgilerin özgürce bireye ulaşabilmesidir. İnsani değerlere bağlı, vicdan ile aydınlatılmış beynimiz doğru ve yanlışı ayırabilecek güçtedir. Bazı ülkelerde bilgiyi aktaracak kişi ve kurumların baskılanması, engellenmesi bu yüzdendir.</span><br />
<br />
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Sayfa içi kullan -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:320px;height:100px"
data-ad-client="ca-pub-9455818307717173"
data-ad-slot="3595144446"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-59369957004281458162016-10-04T18:02:00.000+03:002016-10-05T09:50:50.081+03:00Hava Kirliliği Alzheimer’ı Tetikliyor<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #222222; line-height: 25.2px; margin-bottom: 36px; padding: 0px;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAPcwmMFxmnsP48VLKP1pPmIllU1MXYOTSPxc1JYV1jDDOhHJFx3fNS6HnQkcCCSPlLqFEMpxF0-5JYcqPCvUfgqSNn8jgrc90cH8MvqoLa2403zTcZz-AVuxqTTtLbDUeCB2J45vZ7X8/s1600/hava+kirlili%25C4%259Fi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAPcwmMFxmnsP48VLKP1pPmIllU1MXYOTSPxc1JYV1jDDOhHJFx3fNS6HnQkcCCSPlLqFEMpxF0-5JYcqPCvUfgqSNn8jgrc90cH8MvqoLa2403zTcZz-AVuxqTTtLbDUeCB2J45vZ7X8/s1600/hava+kirlili%25C4%259Fi.jpg" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Hava kirliliğinin çevreye ve insan sağlığına zararları saymakla bitmiyor. Yeni bir araştırma, duman ve havayı kirleten diğer maddelerin, çağımızın en korkutucu hastalıklarından biri kabul edilen ve dünyada milyonlarca insanı etkileyen Alzheimer’ı tetiklediğini ortaya koydu. Bilim dünyası, aşamalı hafıza kaybına yol açan Alzheimer hastalığının sırrını tam olarak çözmüş değil. Ancak yaş, genel sağlık, genetik ve çevre gibi etkenlerin hastalığın oluşmasında önemli bir rol oynadığı düşünülüyor.</span><br />
<a name='more'></a></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #222222; line-height: 25.2px; margin-bottom: 36px; padding: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; line-height: 25.2px;">Araştırmacılar, 3 ila 92 yaşlarında ölmüş, Mexico City veya Manchester gibi hava kirliliğinin yüksek olduğu yerlerde yaşamış 37 kişinin beyin dokularını inceledi. Dokuların analizinde, büyük olasılıkla hava kirliliğinden kaynaklanan, manyetit parçacıklara rastlanmış. Manyetik bir mineral olan manyetit, nörolojik hastalıklarla ilişkilendiriliyor.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #222222; line-height: 25.2px; margin-bottom: 36px; padding: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Lancaster Üniversitesi'nden Barbara Maher, “Bu parçacıkların hücrede olup olmadığını belirlemek, hangi şekilde, hangi boyda, hangi miktarda olduğunu görmek için dokuların ince kısımlarını inceledik. Ayrıca parçacıkların manyetit olup olmadığını belirlemek için mikroskop altında kimyasal analiz de yaptık” diyor.</span><br />
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #222222; line-height: 25.2px; margin-bottom: 36px; padding: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Burundan nefes alındığında manyetit parçacıklar beyne girebiliyor. Parçacıkların farklı boyutlarda olmasıysa, araç motorları veya yangın gibi etkenlerin yol açtığı yüksek sıcaklıkta oluştuklarını gösteriyor.<br style="box-sizing: inherit;" /><br style="box-sizing: inherit;" />Maher, “Mikroskopla incelediğiniz kısımlarda, bu parçacıklardan yüzlerce veya binlerce olduğunu görebiliyoruz. Bu incelemeden yola çıkarak, beyinde olmaması gerektiği kadar çok manyetit parçacık bulunduğu sonucuna vardık” şeklinde konuşuyor.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #222222; line-height: 25.2px; margin-bottom: 36px; padding: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Peki araştırmacılar, bu parçacıklar ve Alzheimer arasındaki ilişkiyi nasıl kurmuş?<br style="box-sizing: inherit;" /><br style="box-sizing: inherit;" />Barbara Maher, “Alzheimer hastalığında, beyinde, bazen yaşlanmadan kaynaklanan metal birikimi olduğu biliniyor. Bazen beyindeki metal miktarı artıyor. Ancak bunların beyne başka bir yolla ulaşıp ulaşmadığı bilinmiyordu. Bu metaller, atmosferde nasıl görünüyorsa, beyinde de aynı şekilde görünüyor” şeklinde konuşuyor.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #222222; line-height: 25.2px; margin-bottom: 36px; padding: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Araştırmacılar, parçacıklar ve Alzheimer arasında kesin bir ilişki olduğunu iddia etmese de, araştırmanın devam etmesi gerektiğini söylüyorlar.<br style="box-sizing: inherit;" /><br style="box-sizing: inherit;" />Maher, “Manyetit, insan beyni için çok tehlikeli bir mineral. Dolayısıyla, beyinde manyetit belirlemiş olmamız, modern çağın salgını olarak kabul edilen Alzheimer’ın anlaşılması için çok önemli,” diyor.<br style="box-sizing: inherit;" /><br style="box-sizing: inherit;" />Alzheimer’ın tedavisi yok. Ancak ilaçlar ve bazı terapiler, Alzheimer hastalarına yardımcı oluyor.</span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #222222; line-height: 25.2px; margin-bottom: 36px; padding: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><i>Kaynak: Amerika'nın Sesi</i></span></div>
<div style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #222222; line-height: 25.2px; margin-bottom: 36px; padding: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-68980539254954081182016-10-03T17:25:00.002+03:002016-10-04T10:04:48.090+03:00Nobel Tıp Ödülü 2016<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuquQNzb-yxHQmuigyUWBRwm2i3tNvCMVZJKLCE7mVPrTb5ht1EzPtqunbUQ6IgrQBX4tCdEfKEvZv20B8y3HRkkz1ih7soMagCBtzDSIMGXxFovxo-nBku4laRNh5rfoYmf6_KpO83ok/s1600/indir.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuquQNzb-yxHQmuigyUWBRwm2i3tNvCMVZJKLCE7mVPrTb5ht1EzPtqunbUQ6IgrQBX4tCdEfKEvZv20B8y3HRkkz1ih7soMagCBtzDSIMGXxFovxo-nBku4laRNh5rfoYmf6_KpO83ok/s200/indir.jpg" width="163" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bu yılki Nobel Tıp Ödülü sahibini buldu. Tokyo Teknoloji Enstitüsü profösörlerinden Japon </span><i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Yoshinori Ohsumi </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">İ</span></i><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">sveç'in başkenti Stockholm'deki Nobel Komitesi tarafından Kanser ve parkinson gibi hastalıkların daha iyi anlaşılmasını sağlayan hücre çalışmaları nedeniyle bu ödüle laik görüldü. </span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Nobel onurunun yanı sıra 8 milyon İsveç Kronu'nun da sahibi olan 71 yaşındaki Japon biliminsanı "otofaji" adı verilen hücrelerdeki bir süreç üzerine yaptığı araştırmalarla tanınıyordu. </span><i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Ohsumi</span></i><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> araştırmaları ile hücresel bileşenleri ayrıştıran ve geri dönüştüren temel bir süreç olan otofajinin altında yatan mekanizmaları keşfedip açığa kavuşturdu.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b>Otofaji</b></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Otofaji, vücudun geri dönüştürme mekanizması gibi işleyerek bozulan hücrelerin bulunmasına ve bu hücrelerden ayrıştırılan yararlı kısımlardan enerji elde edilerek yeni hücrelerin yaratılmasın yarıyor.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Bu mekanizma sayesinde vücut kanseri ve diyabet gibi hastalıkları önleyebiliyor, sağlıklı metabolizmayı koruyor.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Metabolizmanın bozulması ise parkinson, diyabet, kanser ve diğer bazı hastalıkları tetikleyebiliyor. </span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="background-color: white; color: #404040; line-height: 22px;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Yoshinori Ohsumi, 90'lı yılların başından beri otofajiyle ilgileniyordu. Ekmek mayası kullanarak geliştirdiği yöntem sayesinde otofajide rol oynayan genleri tespit etti. Daha sonra mayadaki otofaji mekanizmasından yola çıkarak insanlardaki hücrelerin bu mekanizmayı benzer şekilde kullandığını gözlemledi.</span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #404040; line-height: 22px;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;"><br /></span></span>
<span style="background-color: white; color: #404040; line-height: 22px;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: x-small;">Kaynak: BBC</span></span><br />
<br />Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-156817372968341472016-09-23T17:10:00.003+03:002016-09-24T13:49:20.425+03:00Edebiyat'ın İstanbul Hali <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoi4AdCZ5l8dHBHBkcc8XDfa-qFriWwjxeQ6JsJaMGXPKdyKIBBy9i1ci0_JB6OISlyc7Rs5yZBF2zrtNtKrJA2tNFT8Khh_fbh8injTU7Z8O3lPTa9hWgGeQyPIQfAXJx9_qw1s1FSPo/s1600/kapak.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoi4AdCZ5l8dHBHBkcc8XDfa-qFriWwjxeQ6JsJaMGXPKdyKIBBy9i1ci0_JB6OISlyc7Rs5yZBF2zrtNtKrJA2tNFT8Khh_fbh8injTU7Z8O3lPTa9hWgGeQyPIQfAXJx9_qw1s1FSPo/s200/kapak.jpg" width="200" /></a><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;"><i><b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"> Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali</span></b></i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;"><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></span><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;"><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> Sekiz yıldır kesintisiz devam eden Uluslararası İstanbul Şiir Festivali, dokuzuncu yılında şiir, öykü, roman ve çocuk edebiyatıyla İstanbul'da düzenleniyor.</span></span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #525154; line-height: 21.06px; max-height: 1e 06px;"><i> </i></span><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;">Türkiye’yle birlikte toplamda 20 farklı ülkeden gelen şair ve yazar, 28 Eylül-2 Ekim 2016 tarihleri arasında İstanbul’un çeşitli mekânlarında dinleti ve söyleşi gibi etkinliklere katılacak. Festivalin açılışı 28 Eylül 2016 Çarşamba günü saat 19.30’da Pera Palas’ta (Pera Palace Hotel) olacak. </span></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;">Açılış gününde Gürcü Sanat Evi Çok Sesli Korosu da bir konser verecek.</span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; line-height: 21.06px;"> Festivalde; dünyanın en önemli yazarlarından </span><span style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; line-height: 21.06px;"><i>Shakespeare</i></span><span style="background-color: white; color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; line-height: 21.06px;"> ölümünün 400’üncü, </span><span style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; line-height: 21.06px;"><i>Cemil Meriç</i></span><span style="background-color: white; color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; line-height: 21.06px;"> de doğumunun 100. Yıl dönümü vesilesiyle anılacak. Moda Sahnesi’nde gerçekleşecek Shakespeare okumasında oyuncu Mert Fırat, Defne Halman, Ceren Hacımuratoğlu, Ümit Bülent Dinçer, Volkan Yosunlu gibi isimler yer alacak.</span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;"> Tüm edebiyatseverlerin katılımına açık olan festival Pera Palas, Ahmet Hamdi Tanpınar Kütüphanesi, Yerebatan Sarnıcı, Gülhane Parkı, Emirgân Lale Müzesi, Karanlık İşler, Moda Sahnesi, Minoa Kitabevi, Turabibaba Kütüphanesi ve Şiir Hatları Vapuru gibi mekanlarda yapılacak. Festivalin danışmanlığını </span><span style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #525154; line-height: 21.06px; max-height: 1e 06px;"><i>Adnan Özer</i></span><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;"> ve </span><span style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #525154; line-height: 21.06px; max-height: 1e 06px;"><i>Metin Celal</i></span><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;"><i> </i>yapıyor, Onursal Başkan ise </span><i><span style="background-color: white; box-sizing: inherit; color: #525154; line-height: 21.06px; max-height: 1e 06px;">Doğan Hızlan</span><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;">.</span></i></span><br />
<span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;"><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"> Bu yılki festivalde, Türkiye’den Mario Levi, Ahmet Ümit, İskender Pala, Tarık Tufan, Beşir Ayvazoğlu, Haydar Ergülen ve 70 kuşağının iki önemli ismi Hüseyin Yurttaş ve Abdülkadir Budak’ın yanında fantastik roman yazarı Barış Müstecaplıoğlu gibi yazarlar yer alıyor. Festivale Türkiye’den katılan isimlerin yanında; İngiltere, Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya, Slovenya, Avusturya, Almanya, Polonya, İsveç, Macaristan, Bosna Hersek, Lübnan, Fas, Suriye, Çin, Arjantin, Meksika ve Avustralya’dan da dünyaca ünlü edebiyatçılar katılıyor.</span></span><br />
<span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;"><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span></span>
<br />
<span style="font-size: x-small;"><b><span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="background-color: white; color: #525154; line-height: 21.06px;">Kaynak: Gazete Duvar </span></span><span style="color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="line-height: 21.06px;">http://www.gazeteduvar.com.tr</span></span></b></span><br />
<span style="font-size: x-small;"><b><span style="color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="line-height: 21.06px;"><br /></span></span></b></span>
<span style="font-size: x-small;"><b><span style="color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><span style="line-height: 21.06px;">Ayrıntılı Bilgi: </span></span></b></span><span style="color: #525154; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-small;"><span style="line-height: 21.06px;"><b>http://www.edebiyatfestivali.org</b></span></span>Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-83699417165772950352016-09-16T13:12:00.001+03:002016-09-17T11:35:46.785+03:00Bay Blanc / Roman Graf<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8T4mirSAmcT2t2EKMLU2Ekz36lxpo9YFKWIbpNutUZ13Ds47F8_AwnWHIqynDQ7fuM5MrDKsgcO5RDzQ5ra8z-AjnkdMK44U5jnHKS6EgOUlq0xdhpu_mOan71ZzE24JP_C5rxd5HOeM/s1600/bay-blanc.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8T4mirSAmcT2t2EKMLU2Ekz36lxpo9YFKWIbpNutUZ13Ds47F8_AwnWHIqynDQ7fuM5MrDKsgcO5RDzQ5ra8z-AjnkdMK44U5jnHKS6EgOUlq0xdhpu_mOan71ZzE24JP_C5rxd5HOeM/s320/bay-blanc.jpg" width="212" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Dünya dönüp, hayat soluk alıp vermelerimiz arasında akıp giderken biz yaşlanıp, tükeniyoruz. Mutlak sonun ayırdında olmadan gereksiz ayrıntılar içinde ya da yersiz korkuların zayıflığında kaçırdıklarımızın pişmanlığı yakamıza yapışabiliyor.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Pek çok ödül almış İsviçreli yazar Roman Graf'ın ilk romanı olan bu eserde güvenli, stabil ve rahat bir yaşam içerisinde kendini sınırlamış pimpirikli bir adamın risk almaktan, maceraya atılmaktan korkan kişiliğinin adım adım mutsuzluğa ve pişmanlığa giden hikayesi anlatılmış. Hayatına girmiş üç önemli kadının etkisinde hem kendini hem de İsviçre gibi zengin, güvenli ve kurallara bağlı bir ülkenin insani soğukluğunu sorguluyor.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"></span><br />
<a name='more'></a><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Zaman zaman anlatımda tekrara düşmüş izlenimi verse de sıkılmadan okuduğum bu eserin basımının küçük puntolu yazı karakteri ile yapılmış olması eleştirilecek bir yan olarak ortaya çıkıyor. </span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="color: #3d85c6; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-small;">Ayrıntı Yayınları</span><br />
<span style="color: #3d85c6; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-small;">2012</span><br />
<span style="color: #3d85c6; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-small;">Çeviri: Yeşim Tükel Kılıç </span><br />
<span style="color: #3d85c6; font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: x-small;">Sayfa: 176</span><br />
<br />Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6457081282333690345.post-11707995967195088602016-09-10T22:30:00.002+03:002016-10-17T09:42:44.889+03:00Karanehir'in Kızları (Öykü)<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcOt2P2F4CdRWXQRYyd7O7eW3IMRstbZUBZF5MmizMC_eiAUrV90kmUkXRbbbwb-r_FA74SRCkspwDZWNjDsPPHuJZKSNG5lMtd0ZVv88bi0Norjb-qiBhmqN4fyBgqagJWCczReIT7jk/s1600/nehir+ve+kz.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="189" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcOt2P2F4CdRWXQRYyd7O7eW3IMRstbZUBZF5MmizMC_eiAUrV90kmUkXRbbbwb-r_FA74SRCkspwDZWNjDsPPHuJZKSNG5lMtd0ZVv88bi0Norjb-qiBhmqN4fyBgqagJWCczReIT7jk/s200/nehir+ve+kz.jpg" width="200" /></a><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: small;"> </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Ağaçlarla çevrili bahçelerin içindeki tek katlı
evlerin bir tepenin eteklerine serpilmişcesine durduğu köyün
üzerinde, bahçelerdeki yemişlere göz koymuş alaca kargalar
dolaşıyordu; keyifli ötüşlerine bakılırsa köylülerin medet
umduğu korkuluklardan pek ürkmemişlerdi. Bir kaç köpek yolun
kenarındaki gölgeliklere umarsızca uzanmış, öğle sıcağının
ıssızlığındaki tozlu yolda hızla yürüyen kızı izliyordu. Genç kız basmadan desenli fistanı, çiçekli şalvarı ve
omuzuna attığı küçük heybesi ile köye can veren Karanehir'e
doğru gidiyordu. Uzun kumral saçlarını zapturapt altına almak
için iki örgü yapmıştı. Yürüdükçe örgüleri bir saat
sarkacı gibi düzenli olarak sağa sola salınıyordu. Derenin
üzerindeki köprüden geçerken onu tanımayanlar yeşile çalan
ela gözlerinin alttaki suyun rengini yansıttığını sanabilirdi.
Ama köydeki herkes bilirdi ki, Ayşe'nin gözleri tüm kızların
içinde en güzeliydi ve rengi yeşile çalan elaydı; Karanehir
gibi</span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: small;">...</span><br />
<a name='more'></a></div>
<div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: small;"> </span><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Kısa zamanda ulaşmak istediği yere varmıştı.
Nehrin çoşkun sularının hemen yanı başındaki yaşlı ve yüksek
bir çınarın altında, sararmaya yüz tutmuş yaprakların
gölgesindeydi. Bekliyordu şimdi. Göğsü hızla inip kalkıyordu;
nedeni ellerinin terlemesi gibi heyecandandı. Pek yaşamadığı bir
duyguydu bu. <span style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial;">Bu yüzden
şaşırmıştı terleyen ellerini görünce</span>. Ellerinin terini
üzerine silerken, kadınların genellikle çamaşır yıkadıkları
çeşmenin olduğu taraftan gelen sesleri duydu. İki kişi
konuşuyordu, daha çok fısıldaşır gibi. Sonra sık ağaçların
arasından ürkek bir ceylan gibi çıkan Zeynep'i gördü; yürümeye
takati yok gibi ağır ağır yaklaşıyordu. Bir, iki, üç... diye
içinden saydı Ayşe. Tam onsekizinci adımda buluştular. </span>
</div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Uzun
zaman olmuştu birbirlerini görmeyeli; o ana kadar çocukluklarını
beraber yaşamış, köyden ibaret hayatlarında birbirlerinden hiç
ayrılmamışlardı. Oyun ve dert arkadaşıydı onlar. Ama üç
aydır görüşmemiş, seslerini dahi duymamışlardı. Aynı köyün
içinde bir fısıltı kadar yakın, ama bir çift laf edemeyecek
kadar uzaktılar. İşte bundan ötürüydü Karanehir'in kenarında
kucaklaşan iki çocuğun gözlerindeki mutluluk ve hüzün.
Gözyaşları küçük omuzlarını ıslatırken, hıçkırıkları
suyun uğultusuna karışıyordu. Gölgesine sığındıkları yaşlı
çınarın üzerindeki alaca kargalar yaygaralarına son vermiş,
tanış oldukları çocukları sessizce izliyorlardı; belki bir
parça hüzün onların da yüreklerine düşmüştü.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Hıçkırıkları
sonlanıp, birbirlerinin ıslak gözlerine bakarken dudaklarına
mutluluk tebessümü <span style="line-height: 150%;">oturmuştu. Her ne
kadar Zeynep'in gülümsemesi eksik, gözlerindeki ışıltı sönük
olsa da, Ayşe çok mutluydu can arkadaşını gördüğüne. Sormak
istediği çok şey vardı, ama sustu. Küçük heybesindeki oyuncak
bebeği Zeynep'e uzattı. Arkadaşının gözlerinde bir parıltı
görmeyi ummuştu; ama göremedi. İçi cız etti. Anlamıştı,
artık eski Zeynep değildi karşısındaki, galiba çocuk bile
değildi. Oysa ne kadar severdi Zeynep bu bebeği. Şu meşenin
altında saatlerce oynar; saçlarını tarar, giydirir, uyuturlardı.
Gözyaşlarını içine akıtan Ayşe:
"Oynayalım mı? Eskisi gibi." Yarım bir tebessümle
''Olur'' dedi Zeynep. Utangaç ve zor duyulur bir sesle ekledi: "Ama
çok duramam. Biliyorsun..." Yan yana oturup, uzun zaman önce
köye gelen çerçiden alınan kara saçlı, mavi gözlü, elleriyle
diktikleri elbisesiyle cana büründürdükleri bebekle oynamaya
başladılar. Konuştular ama sadece oyun içinde. Pek oyun gibi
değilde, sanki bir vedaydı çocukluğa. Geçen üç ayı, neler
yaptıklarını, hayatlarını konuşmadılar. Lal kesildiler. Ayşe
sormaya korktu, Zeynep konuşmaya. Soydular, yıkadılar,
giydirdiler, uyuttular ellerindeki bebeği. Artık seyrelmiş
saçlarını tarayıp topladılar. Hanım hanımcık yaptılar:
uysal, söz dinleyen. İstenildiği gibi.</span></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Zeynep'in
gözleri dalıp dalıp gidiyordu coşkun sulara. ''Ne düşünüyorsun?''
diye sordu Ayşe. ''Hiç. Gitmeliyim'' dedi Zeynep. ''Çeşmede
bekliyorlar beni.'' Kalktı, yazmasını aldı, başına gevşekçe
örttü. Geldiğinden beri ilk kez gözlerinde bir ışıltı
belirdi. Buna dudaklarına yerleşen, Ayşe'nin anlamını çözemediği
ince ama keskin bir tebessüm eşlik etti. Sonra arkadaşının
gözlerinin içine, ta derinlere baktı. Bakışları Ayşe'nin
yüreğine işledi. Sarılmadan, dokunmadan, bir hoşçakal bile
demeden vedalaştılar.
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Çeşmeye
doğru yöneldi Zeynep. Bir kaç metre gitmişti ki adımları
yavaşladı, sonra durdu. Bu arada alaca kargalar yaygaraya
başlamıştı tekrar. Çünkü her şey eskisi gibi görünüyordu.
Oysa yanılıyorlardı. Hiç bir şey eskisi gibi değildi. Ne yaşlı
çınar ne de yanlarında coşkuyla çağıldayan Karanehir. Bu
evrenin bir yazgısıydı. Eski Zeynep yoktu örneğin. O artık
Ayşe'nin onüç yaşındaki arkadaşı olmadığı gibi, köyün ele
avuca sığmaz çocuğu da değildi. Doğup büyüdüğü ve hep
çocuk kaldığı evinin kapısından bir oyun oynar gibi çıkarılmış,
elli metre mesafedeki başka kapıdan bir kadın olarak girmişti.
Kadınlığa geçişi birkaç dakika sürmüştü. Büyük ve zengin
bir evde ondan hizmet bekleyen bir adamın küçük karısıydı
artık. Tabiki sadece adamın değil, annesinin, babasının ve
kardeşlerinin de hizmetini görmesi gereken, büyük evin küçük
geliniydi. Yapayalnız, bir başına. Her anı bir işkence, her anı
yaşanılan bir ölümdü onun için. Alaca kargalar bunu bilmezdi
belki ama Zeynep bunu çok erken öğrenmişti. Tekrar yürümeye
başlayınca yönü Karanehir'di artık. Hızlı ve kararlıydı;
heyecanla beklenen bir yolculuğa çıkar gibi. Ayşe bakakaldı,
anlamadı. Sonra içine bir ateş düştü. Yüreğinin ortasına
oturan acının ağırlığıyla yerinde çakılıp kalmıştı.
Seslenemedi Zeynep'e, ''yapma'' diyemedi. Sadece sayabildi: bir, iki,
üç... ve yirmi. Onu kendisinden ve hayattan ayıran sadece yirmi
adımdı.
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Zeynep'i
arayanlar, nehrin kenarında dizlerinin üzerine çökmüş halde
buldukları, sürekli olarak sayı sayan, gözlerini azgın sulardan
ayırmayan kıza bir anlam verememişlerdi. Birkaç tokattan sonra
dili çözülünce anlamışlardı durumu. Yapılacak bir şey yoktu
artık. Güneş ile birlikte umutlarda batmıştı ve alaca
kargaların terk ettiği çınarın altında ağıtlar yükseliyordu
şimdi. Bazısı ana ağıdıydı acısını yürekten alan, bazısı
geline yakılan sitem ağıdı.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="line-height: 150%; text-indent: 1cm;">Köylüler ve jandarma üç gündüz boyunca aradı nehri, köşe
bucak sazlıkları.</span><span style="line-height: 150%; text-indent: 1cm;"> </span><span style="line-height: 150%; text-indent: 1cm;">Ö</span><span style="line-height: 150%; text-indent: 1cm;">mrü gibi
kısa bir dalın ucunda,</span><span style="line-height: 150%; text-indent: 1cm;"> y</span><span style="line-height: 150%; text-indent: 1cm;">azgısı
gibi kara yazmasını buldular sadece. Bir kadın olarak kollarına
atıldığı nehrin sularından bir ölü olarak bile çıkamadı. O
gün, yazmanın bulunduğu yerde, Ayşe elindeki bebeği bıraktı
suya. Belki bir yerlerde Zeynep'le buluşur umuduyla. Düşünüyordu
ki yalnızlık çekilmez, nehrin altında olsa bile...</span></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-indent: 1cm;">
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif; line-height: 150%; text-indent: 1cm;"><br /></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-align: right; text-indent: 1cm;">
<span style="line-height: 150%; text-indent: 1cm;"><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><i>Serhat Özcan</i></span></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: 0cm; text-align: right; text-indent: 1cm;">
<span style="line-height: 150%; text-indent: 1cm;"><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><i>İstanbul, 2016</i></span></span></div>
Serhat Özcanhttp://www.blogger.com/profile/04477002041114117642noreply@blogger.com0