28 Aralık 2015 Pazartesi

İnsan Zaman Lojistik

Şubat ayının soğuk bir gününde, şuan çalıştığım lojistik firmasına ilk adımımı attığımdan bugüne on dört uzun yıl geçti. Zaman yanıbaşımızdaki otoyol üzerinde akan trafik gibi hızlı, yoğun ve aceleciydi... Onca yılın değiştiren ve dönüştüren etkilerini hem aynalarda, hem nefes aldığımız mekanlarda, hem de sektörün, ekonominin ve toplumsal yaşamın içinde gördük; çevremizdeki boş ve yeşil alanların hızla betonlaşıp bizi kuşatması gibi, iyi ya da kötüye doğru değişerek yaşamımıza devam ediyoruz. Çünkü değişim ve zaman ayrılmaz bir ikili...  

26 Aralık 2015 Cumartesi

Kürk Mantolu Madonna / Sabahattin Ali

Her insan beyninde ve ruhunda kendine münhasır bir dünya barındırır. Yalnızlığı seçmiş ya da seçmek zorunda kalmış insanların durgunluğu, sessizliği, içlerinde kopan fırtınaları örter. Dışa vurduklarıyla insanları değerlendirmeye, anlamaya ve tanımaya çalışsak da ulaşamadığımız, bilemediğimiz ve onları tam olarak tanımamıza engel olacak gizli dünyaları her zaman var olacaktır. Buz dağı misali dışa vurduklarından çok daha fazlasını iç dünyalarında yaşarlar.  

21 Aralık 2015 Pazartesi

Memleketi Ben Kurtaracağım! / Gülse Birsel

Kurtulmamız gereken bir halimiz var ki en çok satılan kitaplardan biri Gülse Birsel'in "Memleketi Ben Kurtaracağım!" isimli kitabı. Onca politikacının, devasa bir devlet aygıtının olduğu yerde ülkeyi bir mizahçının kurtaracağı fikri pek uzak gelmemiş ki bu kitap iyi bir satış yakalamış...Aslında komik bir acıyla, gülünecek saçma bir hayatı ülkece yaşarken bir mizahçının memleketi kurtarmasını beklemek çok absürt bir düşünce olmayabilir...

17 Aralık 2015 Perşembe

Yağmur

Soğuk üşütüyor... Kar yağmasını bekliyoruz ama yağmur yağıyor şehrin üstüne. Rüzgar olmadığından sağa sola savrulmuyor; özgürce, yukarıdan aşağıya bir ip gibi, düz bir şekilde yağıyor. Dökülmek istediği yere dökülüyor sakince. Toprağa kavuşmak istiyor. Çünkü toprağa bereket verip, bitkilere ve ağaçlara can olması, kendisini bekleyen yer altı sularına kavuşması gerek... Fakat bulunduğum yerde betonların ve asfaltın üzerinde birikiyor, çaresizce yollar arıyor; akıp gidebilmek için bu şehrin içinden. Çıkmak istiyor çünkü özgür değil, betonlar engelliyor onu, hapsediyor. Sel olup insanlara zarar vermek istemiyor ve bu yüzden suçlanmak da... Varması gerektiği yere varmak için çareler arıyor; pek çoğumuzun aradığı gibi...



16 Aralık 2015 Çarşamba

Vatan Dedikleri Nedir?

Her ülkede farklı vatan tanımları vardır. Bazıları yaşadıkları yeri, bazıları geldikleri yeri vatan görür. Bazıları da tüm dünyayı, dünya vatandaşlığı temelinde, vatanları olarak kabul eder. Wikipedi'de vatan şu şekilde tanımlanmıştır: "Vatan bir ulusun bağımsız ve egemen olarak üzerinde yaşadığı yeryüzü parçası ve onun havası ile karasularına denir." 

Vatanın varlığı yukarıdaki tanımda da belirtildiği gibi bir egemenlik içerdiğinden bu tanımlama aynı zamanda siyasi ve ideolojik bir tanımlamadır. Bu durum nedeniyle aynı sınırlar içinde yaşayan insanlar, gruplar ve halklar açısından farklı kavramlaştırmalar, algılayışlar söz konusu olabilmekte. 

13 Aralık 2015 Pazar

Aşk mı Sevgi mi ?

Aşk, anlık bir başlangıçla vuku bulan, tutkuyu ve arzuyu barındıran güçlü bir duygudur.

Aşk sevgi değildir... Kısa süre içerisinde alevlenebilen aşk, karşısındaki bireyi ya da nesneyi sevmek için gerekli olan vakte sahip değildir...Hızlı başlayıp çabuk yok olabilir. Sert, yoğun, acı verici bir hazzın yaşandığı ve akli melekelerin bir kenara bırakıldığı bir süreçtir. Oysaki sevgi tanıyarak, hissederek, özümseyerek oluşan duygu ve kanılarla gelişir ki, bu da görece uzun bir zamanı gerektirir.

Bu yüzden, daha kalıcı ve paylaşımcı olan sevgi içinde aşkı da barındırabilirken, sahip olma arzusuyla koşullanan aşk yalnız ve bencildir. 

8 Aralık 2015 Salı

Kim İçin ?



iyilik ile ilgili görsel sonucu




İnsanlar için değil; ancak doğruluk ve iyilik için çabalayabilirim. Çünkü insan iyiye mahkum olsa da tüm kötülüklerin anasıdır...  

                                                  


1 Aralık 2015 Salı

Ürkek Bir Ceylandır Kadın..

Afrika'nın vahşi doğasıyla tanıştığımız belgeseller vardır. Diğer hayvanları avlayan güçlü yırtıcılar ve avları çoğunlukla bu belgesellerin konusudur. Güdüleriyle hareket eden hayvanların yaşamını, av-avcı ilişkisi üzerinden izlediğimiz belgesel filmlerdir bunlar.

Güçlü yırtıcı hayvanların heybeti ve güzelliklerine hayran olurken avladıkları diğer hayvanlara üzülür, huzursuz oluruz.  Hele de narin ceylanlar... Sanki aslanlara av olsun diye yaratılmış bir konumdadırlar; Afrika'nın düzlüklerinde 'güzel' sıfatını hak eden bu canlılar sürekli olarak ürkek bakışlarla etraflarını izler, huzursuz bir devinim içinde yaşamlarını sıradaki av olana kadar sürdürürler...