3 Mart 2015 Salı

Benim Dünyam (film)

Film Hakkında
Kör ve Sağır 

Bizi hayata bağlayan duyularımızdır. Doğayla iletişimimizi sağlayarak bizi hayatta tutan özelleşmiş organ ve vücut bölgelerimizin her biri tek başına, yaşamımız için büyük öneme sahiptir. Ama bunların içinde iki tanesine, sanırım hepimizin hem fikir olacağı gibi, iletişimimiz ve buna bağlı olarak hayatımızı idame etmemiz için çok daha fazla gerek duyarız. Bunlar görme ve işitme duyularımızdır. Bunlardan birinin yokluğu ya da eksikliği yaşamı bir kabusa çevirip, bu eksikliğin olumsuzluklarını aşmak için büyük bir mücadelenin gerekliliğine neden olur. Karanlığa gömülmek ya da sessizliğe mahkum olmak...

(Her ne kadar tüm organları sağlıklı olup,hayata karşı kör ve sağır olanların varlığını ayrı bir felsefik, toplumsal değerlendirmenin konusu olsa da anmadan geçmemek gerek.)

Kör olmak, karanlık bir dünyada nefes almaya mecbur bırakıp, şekillerin ve renklerin oluşturduğu muhteşem görsellikten mahrum ediyor insanı. Dünyanın renk ve ışığıyla tanışıp sonradan görme yetisini yitirenler doğuştan bu durumda olanlara göre psikolojik olarak daha zor bir süreci yaşıyorlar. Görememek bireyin hareket kabiliyetini kısıtlayarak başta ekonomik olmak üzere yaşamsal  ihtiyaçların karşılanmasında büyük zorluklara neden oluyor.

İşitme duyusunu kaybetmek, yaşamsal aktivitelerin gerçekleştirilmesinde büyük zorluklara neden olmakla birlikte asıl darbeyi bireyin diğer insanlarla olan iletişimine vuruyor. Doğuştan yada küçük yaşlarda ortaya çıkacak bu durum en önemli iletişim aracımız olan konuşma yetimizi de kullanılmaz hale getiriyor. Duyulamıyan sesler tekrarlanamıyor ve lisan öğrenilemiyor.

Bu her iki durumdan biriyle karşı karşıya kalan birey toplumun vurdum duymazlığına, devletin ilgisizliğine rağmen, zorluklar içinde olsa da yaşamını bir şekilde idame ettiriyor.

Bundan daha kötü bir durum ise, ki ben bunun nasıl bir şey olacağını hayal bile edemiyorum, bu iki duyunun da olmaması. Kör ve sağır; karanlık ve sessizlik. Bu dehşet durumun var olabileceğini geçenlerde seyrettiğim başrollerini  Uğur Yücel ve Beren Saat'in oynadığı 'Benim Dünyam' isimli sinema filmini izleyince fark ettim ve nasıl bir şey olabileceğini düşünmeye başladım, düşününce ürktüm ve böyle bir durumla karşılaşırsam yaşayabileceğimden emin olamadım. Umarım kimse böyle bir durumla karşı karşıya kalmaz.

Film hakkında ise şunları söyleyebilirim: Dram türünde olan bu filmde bebekken geçirdiği bir hastalık sonucu görme ve işitme duyularını kaybeden bir kız çocuğunun eğitilerek yaşamdan kopmaması için, ailesinin çaresizliğine karşı, bir eğitmenin büyük bir azimle mücadelesini anlatıyor. Körlüğün ve sağırlığın bir arada olmasının getirdiği zorlukları, kişinin psikolojik durumunu etkileyici bir şekilde  anlatamamış olsa da bazı farkındanlıkların oluşması için seyredilmesi gereken, Uğur Yücel ve çocuk oyuncu Melis Mutluç'un performanslarıyla öne çıktığı bir film.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı seçeneklerdeki Anonim sekmesine tıklayarak kayıt olmadan yapabilirsiniz..