7 Aralık 2014 Pazar

Bir zamanlar bebektik.


Sokakta, iş yerimizde, mahallemizde, binamızda ya da ailemizin içinde, süre gelen hayatta, çevremizdeki kadınlar, erkekler, çocuklar... Bazen, gördüğümüz bu insanların bir zamanlar bebek olduğunu düşündünüz mü hiç? Birinin bebekliğini gözünüzün önüne getirmeyi denediniz mi? Ben bazen deniyorum. Özellikle kaba saba, kötü huylu, biraz da zararlı biriyle karşılaştığımda; bunun da bir zamanlar güzel kokulu şirin mi şirin bir bebek olup olmadığını düşünmeden edemiyorum. Belki de biraz da olsa olumlu bir duygu yakalamak için sebep arıyorum.

Şu dünyada her gün binlerce bebek doğuyor. Birbirinden tamamen farklı yaşamlara açıyorlar gözlerini.  Ağlayarak 'merhaba' diyorlar; bir damla süt ile gülmek, bir tutam anne kokusuyla huzur bulmak için.

Seçim yapma şansları olmadan bir annenin kollarında yaşamın kucağına atılıyorlar. 
O yaşam ki adil olmayan, o yaşam ki  sırat köprüsü; bir yanı cennet bahçesi, bir yanı cehennem ateşi... Aslında öldükten sonra değil doğarken geçiriyoruz sırat köprüsünden. Hangi kucakta hangi yaşamı yaşayacağımızı bir anlık süreç belirliyor. Bu süreçten sonra insanoğlunun birbiriyle ve doğayla olan tepişmesi içinde, ailenin konumunun da belirleyiciliğiyle devam ediyor yaşam; alıp vermeler üzerinde, ama farklı renklerde.

Bir bebek teninde, cennet kokusuyla, saf bir başlangıcın, özellikle belirli kişiliklerde geldiği noktayı düşününce şaşırmamak, üzülmemek mümkün mü?  Doyumsuzluk ve yetmezliği alabildiğine  yaşayan toplumun bireyi düşürdüğü bu durumda, kutsallık derecesinde ki bir başlangıcın hazin sonunu görmek acı veriyor insana. Acılar insan için olsa da.

Görkemli sonlar dileğiyle..

2 yorum:

  1. Hehee ben bunu hep yapıyorum. Bir bebek, çocuk gördüğümde onun gelecekte nasıl biri olacağını tahmin etmeye çalışıyorum. Aynı zamanda bir yetişkinin veya bir yaşlının çocuk ve bebek iken nasıl bir çocuk olduğunu da hep tahmin etmeye, hayal etmeye çalışırım. Bu genellikle bir otobüste, metroda, vapurda vs. gibi konuşmadan seyahat ettiğim zamanlarda olur. Durup düşünmek için geniş bir zamanım vardır çünkü. Hayal kurmak için gayet uygun zamandır böyle zamanlar. Ah bir de öyle zamanlarda yazma isteği gelir ki sorma gitsin. Bazen de bir çocuk işçi, dilenci çocuk gördüğümde takılır kalır zihnim. :( Görkemli sonlara gelince onun bile hayırlısı diyorum. Eline, kalemine, fikrine sağlık.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı seçeneklerdeki Anonim sekmesine tıklayarak kayıt olmadan yapabilirsiniz..